Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2009/3870 E. 2009/6587 K. 02.07.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/3870
KARAR NO : 2009/6587
KARAR TARİHİ : 02.07.2009

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarih : 20/10/2008
Nosu :433/328
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılardan Hüseyin Kürtüncü vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili ile davalı Bekir Ekmekçi arasında imzalanan kredi kartı üyelik sözleşmesinde diğer davalı Hüseyin Kürtüncü’nün kefil sıfatı ile imzasının bulunduğu kredi kartı borcunun ödenmemesi üzerine girişilen takibe davalıların itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Hüseyin Kürtüncü vekili, müvekkilinin kredi kartı limiti ile sorumlu olduğunu bakiye miktardan sorumluluğu bulunmadığını öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuş, diğer davalı Bekir Ekmekçi, davaya cevap vermeyip yargılamaya da katılmamıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, dava konusu alacağın, dava tarihinden sonra davacı bankaya ödendiğinden konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı yararına vekalet ücretine karar verilmiş, hüküm davalı Hüseyin Kürtüncü vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Hüseyin Kürtüncü vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı kefil, icra takibine karşı verdiği itiraz dilekçesinde borcun 100.00 YTL’lik kısmını kabul edip bu miktarın dışındaki kısma itiraz etmiştir. Sözleşmede kefalet limiti yazılı olmadığı gibi sözleşme içeriğinden kefilin sorumlu olduğu miktar da belirlenememektedir. Bu durumda kefalet sözleşmesi geçersiz olduğundan, kefilin sorumluluğu takipte kabul ettiği miktarla sınırlı olup bunun dışında bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla dava tarihi itibari ile kefilin aleyhinde açılan davanın haksız olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece kendisini vekille temsil ettiren davalı kefil lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken somut olaya uygun düşmeyen yazılı gerekçelerle davalı kefil aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Hüseyin Kürtüncü vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün adı geçen davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.07.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.