YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/381
KARAR NO : 2009/6881
KARAR TARİHİ : 08.07.2009
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av. … gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, davalı şirketin sözleşmeden doğan mükellefiyetlerini ihlal ettiğini, ancak sözleşmenin 1.01.maddesine göre müvekkilinin fesih hakkını kullanabilmesi için mahkemece davalının akde aykırı davrandığının tespit edilmesinin bir zorunluluk olarak öngörüldüğünü belirterek, davalının ödemelerini zamanında yapmak suretiyle akde aykırı davrandığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki protokol uyarınca, akde aykırılık iddiasında bulunan tarafın karşı tarafa 15 gün … vermesi gerektiğini, bu sürede akde aykırılık giderilmediği takdirde yasal yollara başvurulabileceğini, davacının bu usule aykırı davrandığını, ihtarnamenin tebliğinden itibaren 15 gün içinde müvekkilinin ödemelerini yaptığını, davacının da itirazı kayıt ileri sürmeden ödemeleri kabul ettiğini, eda davası açılması imkanı varken tespit davası açılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacının bu şekilde tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu bilirkişi raporuna göre davalının ödemelerini geciktirerek akde aykırı davrandığının tespit edildiği belirterek davanın kabulüne, davalının sözleşmeyi ihlal ettiğinin tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tespit davası açılabilmesi için davacının bir hakkının güncel bir tehlike altında olması, bu nedenle davacının hukukî durumunun tereddüt veya davacıya zarar verecek nitelikte bulunması, verilecek tespit hükmünün bu tehlikeyi ortadan kaldıracak nitelik taşıması gerekir. Öte yandan eda davası açma imkânı varken tespit davası açılamayacağı, eda davasında ileri sürülebilecek iddia veya savunmaların tespit davasının konusunu oluşturamayacağı yargı uygulamamızda genel kabul gören bir düşüncedir. Bu hukukî esaslar çerçevesinde davacının ileride sözleşmeyi feshetme hakkını kullanmasına esas olmak üzere tespit davası açmakta hukukî yararının bulunmaması nedeniyle davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 625.00.-TL duruşma vekalet ücretinin, davacıdan alınarak, davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 08.07.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.