Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2009/3435 E. 2009/3144 K. 15.04.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/3435
KARAR NO : 2009/3144
KARAR TARİHİ : 15.04.2009

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Dava muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır.
Davalı vekili takip dayanağı çekin gerçek bir alacak ilişkisi nedeniyle verildiğini, çekin karşılıksız çıkması üzerine yapılan ceza yargılamasında dava dışı borçlunun mahkum olduğunu ve hakkında yakalama kararı çıkartıldığını; borçludan tahsilat yapılabilmesi için her türlü icra işleminin yapıldığını, dava dışı borçlunun satış tutarının müvekkiline değil dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’na olan borçlarının ödenmesi için girişimde bulunduğunu ve kendilerinin de usulsüz işlem yapan döner sermaye saymanlık yetkilisi hakkında suç duyurusunda bulunduklarını; müvekkili ile borçlunun arkadaşlık ilişkisinin bulunmadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davalının çekin ihdas nedenini açıklamadığı, her zaman düzenlenmesi mümkün olan bir protokole dayandığı ve dava dışı borçlu şirketin defter ibrazından kaçındığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı yanın iddiası dava dışı borçlu ile davalı alacaklının, müvekkilinden mal kaçırmak maksadıyla danışıklı borçlandıklarına ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinde davalı tarafından dava dışı borçlu hakkında karşılıksız çek keşide etmekten dolayı suç duyurusunda bulunulduğu ve borçlu hakkında mahkumiyet hükmü verildikten sonra yakalama kararı çıkartıldığı; davalı ile borçlunun takip süresince çekişmeli şekilde davrandığı, davalı yanca sunulan protokole göre aralarında başka alacak ilişkilerinin ve takiplerin de bulunduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan davalının iddiasına göre davacı bankanın hesabı kat etmesi, davalı yanca gönderilen birinci haciz ihbarnamesinin tebliğine dayalıdır.
Gerek protokolde sözü geçen dosyalar ve gerek davacı banka alacağının doğum tarihi ile davalının alacağının doğum tarihi arasındaki öncelik mahkemece irdelenmemiştir. Bu durumda mahkemece yukarıdan beri sayılan olaylar çerçevesinde davalı ile dava dışı borçlunun danışıklı davranıp davranmadıkları incelenmek gerekirken, ispat yükünün davalıda olduğu; üçüncü kişinin defter ibraz etmediği ve dayanak protokolün her zaman düzenlenebileceği şeklindeki gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.