Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2009/2913 E. 2009/4377 K. 12.05.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/2913
KARAR NO : 2009/4377
KARAR TARİHİ : 12.05.2009

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki birleşen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Dava, birleşen dava ile birlikte icra takibine konu edilen senetlerden dolayı asıl borçlu ve kefilin sorumlu olmadığı iddiasına ilişkin menfi tespit davasıdır.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davacı tarafın isteminin murisleri …’in vefatı sonrası hissedar bulundukları … Petrol Ürünleri San. Tic. Ltd.Şti.’nin bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin olmasına, davalının sözü geçen şirketin diğer ortağı olan … …’nın babası olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü bonolarda kefil olarak gösterilen ve davacılar ile … …’nın paydaş oldukları Limited Şirketin konumu ile birlikte ele alınması zorunluluğu karşısında öncelikle HUMK’ nun 17/2.maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bir başka ifade ile davacı taraf iddiası diğer şirket ortağının şirketi haksız yere borçlandırdığı yönüne ilişkin olduğu için davalının bonolar nedeniyle alacaklı olup olmadığının tespiti bakımında öncelikle ortaklar arasındaki bu ihtilafın giderilmesi gerektiği hal böyle olunca şirketin müseccel adresine göre yetki hususunun re’sen dikkate alınması (HUMK madde 17/2) gerektiği gerekçeleri ile HSYK’nun 19/07/2007 … ve 336 sayılı kararı ile Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinin Yargı Yetki alanı belirlenmiş olup, buna göre davacı şirketin adresi Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinin Yargı Yetki alanında kaldığından HUMK’ nun 17.maddesi hükmü gereğince ve kesin yetki kuralı göz önüne alınarak dosyanın yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine devrine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava ve birleşen dava bonolara dayalı icra takipleri nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemlerine ilişkindir. Her ne kadar mahkemece HUMK’ nun 17.maddesinin 2.cümlesindeki kesin yetki kuralı gözetilerek yetkisizlik kararı verilmiş ise de somut olay bakımından anılan yasa hükmünün uygulanabilirliği bulunmamaktadır. Kesin yetki kuralından söz edilemeyeceğine ve süresinde de yetki itirazında bulunulmamış olmasına göre mahkemece davanın esasının incelenmesi gerekirken somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.05.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.