Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2009/260 E. 2009/10130 K. 04.11.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/260
KARAR NO : 2009/10130
KARAR TARİHİ : 04.11.2009

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı vekili, davalı firmanın … marka araçların Trabzon yetkili satıcısı olup, taraflar arasında 3.2.2005 tarihinde kamyon alım satım akdinin gerçekleştiğini, müvekkilinin davalıdan söz konusu aracı, otomobil piyasasında kullanılan tabirle sıfır olarak aracın ilk sahibi sıfatıyla satın aldığını, aracın teslimi sırasında, davalının araçta sağ kapı sağ bombede rötüş sorunu olduğu gerekçesiyle müvekkiline belge imzalatarak ve aracın bedelinden 1.908 YTL. indirim yapmak suretiyle aracın belinin ödendiğini ve müvekkiline teslim edildiğini, müvekkilinin aracı hayatın olağan şartları içerisinde normal bir vatandaşın anlayabileceği ve göstereceği dikkat ölçüsünde kontrol edip satın aldığını, aradan geçen 1,5 yılda aracın gerekli kontrollerini yine Trabzon’daki aracın tek servisi olması sıfatıyla davalıya yaptırıldığını, araçla ilgili hiçbir sorunla karşılaşılmadığını, ancak müvekkilinin aracı satmak istediği, üçüncü kişinin aracı başka bir serviste kontrol ettirmek istemesi üzerine yapılan kontrolde aracın müvekkiline teslimden önce kaza yaptığının, nakliye sırasında araçta hasar meydana geldiğinin ve aracın Gebze servisinde bakıma alınıp, 18 parçasının değiştiğinin ortaya çıktığını, bu durumun müvekkilinden saklandığını, müvekkilinin davalı tarafından aldatıldığını, araçtaki ayıbın hile ile gizlendiğini, müvekkilinin bu durumdan haberi olsa aracı satın almayacağının şüphesiz olduğunu, satıcının satım konusu borcunu gereği gibi ve eksiksiz olarak yerine getirmediğini, müvekkilinin araçtaki ayıbı öğrendiğinde davalıya ihtarname keşide ederek durumdan haberdar ettiğini ve bir sonuç alamadığını, müvekkilinin bu nedenle sözleşmeden döndüğünü, öncelikle araç üzerinde tespit yapılarak, müvekkilinin tüm müspet ve menfi zararlarının tazmini gerektiğini iddia ederek aracın davalıya iadesi ile satım bedelinin müvekkili banka kredisi kullanmak suretiyle aracı satın aldığından ödediği faizin de hesaba katılmak suretiyle satım tarihinden geçerli olmak üzere yasal faizi ile istirdadına ve tüm müspet ve menfi zararlarının tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, müvekkili şirketin … Otomotiv’in 2004 yılından itibaren Trabzon distribütörlüğünü yaptığını, müvekkili şirket tarafından davacıya araçtaki sorunun anlatıldığını, kendisinin de tüm detayları ile aracı muayene ve kontrol ettiğini, bir miktar hasar indirimi yapılıp, bundan başka herhangi bir hak ve alacak talep etmeyeceğini davacı beyan ve kabul ederek anlaşma imzaladığını, saklanan herhangi bir şey olmadığını, araç satıldıktan sonra müşterinin iki kez kaza yaptığını ve parçalarının değiştiğini, davacının aracı aldıktan sonra oradan iki buçuk yıl geçmesine rağmen hiçbir iddiada bulunmamış iken aracını satacağı sırada bu iddiayı ortaya atmasının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ayrıca aynı konuda açılmış dava olduğunu savunarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre dava konusu aracın davacı tarafından satın alınmadan evvel görünen ayıp nedeniyle 1.908.00.-YTL. indirime ilişkin ayıp dışında gizli ve hileli sayılacak şekilde araçta ayıplar bulunduğu ve davacıya satılmadan önce üzerinde 18adet parçanın değiştirilerek işlem yapıldığı, bu durumun aracın değerini ve ondan beklenen faydayı önemli ölçüde azalttığı aracın satılmadan önceki bu gizli ve hileli ayıplarının normal şartlarda muayene ile tespiti mümkün olmayan ve sonradan ortaya çıkan ayıplar olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu durum karşısında davacının akdi fesih ihbarının doğru ve yerinde olduğu, ihtarın tebliğine rağmen verilen sürede araç bedelinin davacıya iade edilmeyip, aracın geri alınmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 4.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.