YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/2571
KARAR NO : 2009/9308
KARAR TARİHİ : 14.10.2009
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av…. ile davalılardan ….vek.Av…. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili müvekkili ile davalılardan …Ltd. Şti. arasında laminat parke alımı için sözleşme yapıldığını ve bunun teminatı olarak dava ve takip konusu bononun da aralarında bulunduğu dört adet bononun teminat olarak bu davalıya verildiğini, davalının sözleşmede belirtilen sürede satım konusu malları teslim etmemesi nedeniyle müvekkilinin sözleşmeyi feshettiğini; ne var ki, diğer davalının bu çeke dayalı olarak ihtiyati haciz kararı alarak infaz için müvekkiline ait işyerine geldiğini; çekteki keşide tarihi rıza hilafına değiştirildiğini, bu itibariyle belgenin çek vasfını kaybettiğini, davalılar arasında muvazaalı devir yapıldığını ileri sürerek borçlu olmadıklarının tesbitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …Ltd. Şti. yargılamaya katılmamış, diğer davalı …. vekili davacının bankaya verdiği ödemeden men talimatında çeklerin rıza hilafına elinden çıktığını belirtmişken, bu aşamada sözleşmenin teminatı olarak verdiğini ileri sürmesinin çelişkili olduğunu, keşide tarihinde oynama olduğu iddiasının asılsız olduğunu zira men talimatının 18 Ağustos tarihinde bankaya ulaştırıldığını; müvekkilinin iyiniyetli üçüncü kişi durumunda olması nedeniyle bu iddiaların müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, davacının sunduğu protokolün de takipten sonra düzenlendiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve alınan raporlara göre davalı …Ltd. Şti.nin sözleşmeye uymaması nedeniyle davacının bu davalı bakımından borçtan sorumlu olmadığı; diğer davalı ….nin çeki iyiniyetle iktisap ettiği, alt ilişkinin bozulmasının bu davalının çekten doğan haklarını kullanmasını engellemeyeceği gerekçesiyle bu davalı bakımından davanın reddine ve davacının tazminatla mahkumiyetine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çekin lehdara teminat amacıyla verildiği ve taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca davalı …Ltd. Şti.nin edimini ifa etmemesi nedeniyle çekin bedelsiz kaldığının tesbitinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 692 nci maddesine göre çek, muayyen bir meblağın ödenmesi amacıyla yapılan çifte yetkilendirmeyi ifade eder. Gerek Sakarya 2. İcra Mahkemesi’nin 2006/287 E., 2007/97 K. sayılı kararında ve gerek mahkemece alınan Adli Tıp Kurumu raporunda çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığı saptandığna göre, çekin muayyenlik ve dolayısıyla kambiyo senedi olma vasıflarını kaybettiği tartışmasızdır. … İcra Mahkeme’since kambiyo senetlerine mahsus yolla yapılan takip iptal edilmiştir. Bu durumda yapılan cironun hüküm ifade ettiği düşünülemez. Çek davalı ….nin eline usulüne uygun bir temlik beyanı ile de geçmediğine göre, adı geçenin yetkili hamil sayılmasına da yasal olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle davanın davalı …. bakımından da kabulüne karar verilmek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 625.00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.