YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/2434
KARAR NO : 2009/11960
KARAR TARİHİ : 17.12.2009
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarih :12/09/2008
Nosu : 2006/199-2008/283
Davacı-Davalı :… vek. Av. …
Birleşen Davalı:… vek. Av. …
Taraflar arasındaki birleştirilen karşılıklı alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı her iki davanın da reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı-davalı ve birleşen davalı … vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkilinin alacağı karşılığında dava dışı …’dan sadece borçlu imzası bulunan iki adet boş senetler aldığını ve yardımcı olacağını söyleyen …’ya tahsil için verdiğini, senedin arkasına müvekkilinin cirosunu aldıklarını, daha sonra senet bedellerini müvekkilinden istediklerini, alacaklı olan müvekkilinin kandırılmak suretiyle ciranta olarak imzasının alındığı, senetlerin icra takibine konulduğunu, TTK.’nun 642. maddesi gereğince protesto edilmeyen bonoda hamilin cirantaya başvuru hakkı bulunmadığını, keza müvekkili ile davalı ve senette isimleri bulunan diğer kişiler arasında herhangi bir alışveriş ve borç ilişkisi olmadığını iddia ederek takibe konu senetlerden dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, müvekkilinin dava konusu senetleri ciro yoluyla edinen son hamil olup, davacının iddiasıyla bir ilgisi bulunmadığını, davacının iddiasını ispatlaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen dava da davacı … vekili, davalılar aleyhine iki adet senede dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü yolla takip başlatıldığını, ancak icra mahkemesince takibin iptaline karar verildiğini, bu nedenle alacak davası açmak zorunda kaldıklarını iddia ederek 12.000.00 YTL alacağın faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevabında, müvekkilinin davacı ile bir ticari alışverişi bulunmadığını,kendisine hiçbir şekilde borcu olmadığını, senet protesto ettirilmediğinden takibin iptaline karar verildiğini, TTK.’nun 642. maddesi gereğince davacının senede dayanarak talepte bulunamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, ispat edilemeyen asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı- davalı ve davalı- davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
../..
-sayfa2-
1-Asıl dava da mahkemece, hem TTK.’nun 642. maddesinden söz edilmiş ve hem de davacının davasını ispata yarar delil ibraz edemediği gerekçesine yer verilmiş, ayrıca davalı …’a husumet yöneltilemeyeceği gerekçesinden bahsedilerek davanın reddine karar verilmiştir. İki ayrı red gerekçesi nedeniyle hüküm asıl dava yönünden kendi içinde çelişkilidir. Oysa, HUMK.’nun 388. maddesi uyarınca hükmün uygun gerekçe ihtiva etmesi ve taraflara yüklenen hak ve borçların dayanakları açıkça gösterilmek suretiyle hüküm kurulması gerekmektedir. Bu durumda mahkemece, somut olayda dava konusu senetlerin protesto edilmediği gözetilerek asıl dava yönünden uyuşmazlığın TTK.’nun 642. maddesi hükmü çerçevesinde çözümlenmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
2-a) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, birleşen davanın davacısı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-b)Birleştirilen dava yönünden dava konusu bonolara dayanılarak hamil tarafından cirantalara ve keşideci aleyhine alacak talebinde bulunulmuştur. Protesto çekilmemesi nedeniyle hamil, cirantalara karşı talepte bulunma hakkını yitirmiş ise de, keşideciden alacak talebinde bulunmasına engel bir yasal düzenleme mevcut değildir. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin eksik inceleme ve somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle hükmün asıl davanın davacısı lehine, (2-b) bentte belirtilen nedenlerle birleştirilen davanın davacısı yararına BOZULMASINA, (2-a) bendinde açıklanan nedenlerle birleştirilen dava davacısının öteki temyiz itirazlarının reddine, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Aslı gibidir.