Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2009/1611 E. 2009/4514 K. 14.05.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/1611
KARAR NO : 2009/4514
KARAR TARİHİ : 14.05.2009

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –

Davacılar vekili, müvekkili … Gıda Ltd. Şti. ile davalı yabancı firma arasında tek satıcılık sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirketin edimlerini yerine getirirken 2006 yılında ortaklık yapısı korunarak diğer davacı … Gıda A.Ş.nin kurulduğunu ve edimin bu tarihten sonra yeni kurulan Anonim Şirket tarafından yerine getirildiğini, davalının da bu hizmetleri kabul ettiğini, davalıya ait ürünlerin satışının ve dağıtımının yapıldığını, bedellerinin de düzenli olarak ödendiğini, ancak davalının 2007 yılı ortalarından itibaren müvekkil şirkete mal satışını azaltıp dava dışı üçüncü bir şirket üzerinden mal satmaya başladığını, durumun davalı tarafa ihtar edildiğini, ancak davalı şirketin 14.12.2007 tarihli yazısı ile sözleşmeyi tek yanlı olarak feshettiğini, feshin haksız olduğunu, müvekkillerinin bu nedenle zarara uğradığını belirterek müvekkilinin uğradığı maddi ve manevi zararın faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin merkezinin Amsterdam-Hollanda olduğunu MÖHUK.nun 27 ve HUMK.nun 9.maddeleri uyarınca davaya bakma yetkisinin Amsterdam Mahkemelerine ait olduğunu, ayrıca taraflar arasında tek satıcılık sözleşmesi bulunmadığını, davacının öne sürdüğü 25.8.2004 tarihli belgenin “distribütörlük beyanı” olduğunu, bu beyanın sözleşme olarak yorumlanmasının mümkün bulunmadığını, davacıların talebi doğrultusunda kendilerine mal satıldığını, müvekkilinin başka firmalara da mal sattığını, davanın haksız açıldığını öne sürerek yetki ve esastan reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, MÖHUK.nun 7.maddesi uyarınca taraflar arasında yabancılık unsuru olması nedeni ile Türk Mahkemelerinin Milletlerarası yetkisinin, iç hukukun yer itibari ile yetki kurallarına göre belirlenmesi gerektiği, HUMK.nun 9/1.maddesi gözetildiğinde yetkili mahkemenin davalının ikametgahının bulunduğu Amsterdam-Hollanda mahkemesi olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
2675 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunu’nun Milletlerarası yetki başlığını taşıyan 27.maddesi “Türk Mahkemelerinin milletlerarası yetkisini iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları tayin eder” hükmünü içermektedir. Davalı yabancı firma tarafından davacı şirkete gönderilen 25.8.2004 tarihli “Distribütörlük Beyanı” başlıklı belgede davalı yabancı firma tarafından üretilen ürünlerin davacı şirket tarafından Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde satılmasının serbest olduğunun teyit edildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca taraflar arasındaki akdin ifa yerinin Türkiye olduğunun kabulü gerekir. HUMK.nun 10.maddesi uyarınca da akdin icra olunacağı yer mahkemesi de uyuşmazlığın çözümünde yetkilidir. Bu durumda mahkemece açıklanan hususlar üzerinde durulup, değerlendirilerek uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.5.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.