Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2009/1483 E. 2009/10857 K. 18.11.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/1483
KARAR NO : 2009/10857
KARAR TARİHİ : 18.11.2009

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine merhum annesinin borcu olduğu iddiasıyla icra takibi yaptığını, davalının müvekkilinin uzun yıllar önce bunayan merhum annesi …’a bakmak üzere parayla tutulmuş bir bakıcı olduğunu, davalının biri 2.500.000.000 diğer 35.000.000.000 TL bedelli iki adet bonoyu, akli melekeleri yerinde olmayan yatalak murise zorla imzalattığını, murisin demas teşhisiyle uzun yıllar tedavi gördüğünü, bu nedenle herhangi bir hukuki tasarrufta bulunmasının mümkün olmadığını, davalının alacaklı olduğunu iddia ettiği miktarda paraya sahip olmasının mümkün bulunmadığını iddia ederek müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, müvekkilinin davacının annesine, 1996 yılından öldüğü 15.01.2006 tarihine kadar 10 yıl süre ile baktığını, bu bakım ilişkisi karşısında davacının annesinin sağlığında dava konusu senetleri müvekkiline verdiğini, davacı iddialarının asılsız olduğunu, davacının annesinin senetleri rızası ile imzalayarak davalıya verdiğini, davacının annesinin ölümüne kadar akli melekelerinin yerinde olduğunu, senetlerin hukuken geçerli olup, davacının tek mirasçı olarak takip konusu borçtan sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve Adli Tıp Kurumu raporlarına göre 35.000.000.000 TL bedelli senedin tanzim edildiği 15.01.2005 tarihinde muris …’ın fiil ehliyetinin bulunmadığı, 2.500.000.000 TL bedelli senedin tanzim edildiği tarih olan 05.04.2000 tarihinde ise murisin fiil ehliyetinin bulunduğu, hal böyle olunca 15.01.2005 tarihinden tanzim edilen senedin geçerli bir borç ilişkisi doğurmayacağı, senet miktarı kadar davacının borçlu olmayacağı, söz konusu senedi tanzim ettiği sırada murisin fiil ehliyetinin bulunmaması sebebiyle bu senedin yok hükmünde olduğu, diğer senedin tanzim edildiği tarihte ise murisin fiil ehliyetine sahip olduğu, dolayısıyla bu senedin geçerli bir borç ilişkisi doğuracağı ve davacının senet miktarından sorumlu olması gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 18.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.