YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/13094
KARAR NO : 2010/7099
KARAR TARİHİ : 08.06.2010
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarih : 15.9.2009
Nosu : 456-250
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi-tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı, davalı vekilince de duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av…. ile davalılardan … vek.Av…. gelmiş, diğer davalı adına kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkilinin yolcu taşımak amacı ile davalı … Koll.Şti. den araç satın aldığını, aracın teslim edilmeden kazaya uğradığının sigorta şirketinden öğrenildiğini, bu kaza nedeniyle davalılar tarafından hasarın müvekkilinden gizlenerek ayıplı aracın satımının sağlandığını, yapılan alım satım sonucu düzenlenen kredi sözleşme örneğinin müvekkiline verilmediğini, bu haliyle düzenlenen kredi sözleşmesinden vazgeçildiğini belirterek sözleşmenin feshine, 1.10.2006 tarihinde ödenen 1.7456.00.-YTL. İlk kredi taksidinin ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Koll.Şti.vekili, davaya genel mahkemelerde bakılması gerektiğini, davacı iddialarının doğru olmadığını bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı banka vekili, davacı ile müvekkili banka arasında imzalanan sözleşmenin ticari kredi mahiyetinde olduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve Adli Tıp raporuna göre dava konusu araçtaki ayıp ihbarının yasaya uygun şekilde yerine getirilmediği, kredi sözleşmesindeki ve tediye fişindeki imzanın davacı eli ürünü olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle davacının talebinin her iki davalı yönünden de reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı banka vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özelikle dava konusu aracın davacı adına 12.10.2006 tarihinde trafikte tescil edilmiş olmasına, aracın kazaya uğradığının Koç Allianz Sigorta A.Ş.nin 17.10.2006 tarihli yazısı ile öğrenmiş olmasına ve bu itibarla yasada öngörülen sürede ayıp ihbarında bulunulmadığı gibi, ihbar süreleri geçirildikten sonra 20.11.2006 tarihinde iş bu davayı açmış olmasına, davalı bankadan kullanılan krediye ilişkin tediye fişindeki imzanın davacı eli ürünü olduğunun Adli Tıp raporu ile sabit olmasına, davacının kullandığı kredinin ilk taksidinin ödenmiş olduğunun kabulünde bulunmasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalılardan banka vekilinin temyizine gelince;
Davalı banka vekili, temyizinde yararlarına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını ileri sürmüştür. Aleyhindeki dava esastan reddolunduğundan yargılamada vekil ile temsil olunan davalı banka yararına tarifenin 12.maddesi hükmü gereğince nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücretine hükmolunması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı banka yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı banka yararına takdir edilen 750.00.-YTL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı bankaya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 8.6.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.