YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/12309
KARAR NO : 2010/7392
KARAR TARİHİ : 14.06.2010
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarih :08.09.2009
No :327-659
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine çeke dayalı takip başlattığını, takibe konu çekin Timur Tekin tarafından …’a ciro edildiğini, İsmet …’ın da çeki mal alacakmış gibi müvekkiline ciro ettiğini, ancak adı geçenin sonradan mal alımından vazgeçmesine rağmen çekin arka yüzündeki ciro ibaresi çizilmediği için müvekkilinin ciro silsilesinde yer aldığını, müvekkilinin takip nedeniyle haksızlığa uğradığını düşünen asıl ve gerçek borçlu İsmet …’ın icra müdürlüğüne giderek 17.02.2009 tarihinde çekten doğan borçtan dolayı taahhütte bulunarak borcun tecdit nedeniyle BK.nun 114 ve 115. maddeleri uyarınca son bulmasını sağladığını belirterek müvekkilinin çekteki ciro nedeniyle davalıya 9.000 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddialarını yazılı delille ispatlaması gerektiğini, borçlulardan birinin ödeme taahhüdünde bulunmasının tecdit anlamına gelmeyeceğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre davacının yasal ve geçerli olan çek sebebiyle ciranta olarak borçtan sorumluluğunun bulunduğu, asıl borçlunun çekten dolayı ödeme taahhüdünde bulunmasının davacı yönünden tecdit nedeniyle borcun ortadan kalkması sonucunu doğurmayacağı, geçerli ciro dolayısıyla davacının sorumluluğunun devam ettiği, borcun ödendiği yolunda da bir iddiada bulunulmadığı, davalı lehine tazminatın koşullarının bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine ve %40 oranında tazminatla sorumluluğuna karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 14.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.