Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2009/12027 E. 2010/1053 K. 04.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/12027
KARAR NO : 2010/1053
KARAR TARİHİ : 04.02.2010

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Tarih :22.06.2009
No :130-338

Taraflar arasındaki menfi tespit -maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacılar vekili, davalılardan … A.Ş ile müvekkili şirketin ticari ilişki içerisinde olup, 11.03.2005 tarihinde yaptıkları protokolle 2005 yılında yapılacak ticari alım- satıma teminat olmak üzere açık vadeli, 200.000.00 YTL bedelli teminat senedinin müvekkilleri tarafından davalı şirkete verildiğini, protokolde senedin teminat senedi olduğu, 3.kişilere devredilemeyeceği, ciro edilemeyeceği açıkça belirtilmesine ve senet üzerine bunların yazılmasına rağmen davalıların muvazaalı olarak senet üzerindeki “ teminat senedidir, 3,şahıslara devredilemez” ibaresini keserek, senedi davalı …’e ciro ettiğini, davalı …’in senedi takibe koyduğunu, İstanbul 8.İcra Hukuk Mahkemesinde takibe itiraz edildiğini, davalılardan … A.Ş’nin müvekkili şirketten herhangi bir alacağı olmamasına rağmen teminat senedini takibe koydurarak haksız kazanç peşinde olduğunu, takipler nedeniyle müvekkillerinin, elektrik piyasasındaki yıllarca çabalayarak edindikleri haklı kariyer ve güvenin zedelendiğini, müvekkilinin işyerinde ve evlerinde haciz işlemi yapıldığını ve müvekkili şirketin ticari faaliyette bulunamaz hale geldiğini, müvekkillerinin psikolojik ve ailevi yönden çok yıprandıklarını, hacizlerden dolayı davacı …’in hastalanıp, hayati tehlike atlatıp, günlerce hastanede yattığını iddia ederek müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine ve bu nedenle takibin iptaline, davalı … A.Ş’den 2.000.00 YTL maddi ve 25.000.00 YTL manevi tazminatın tahsiline, davalıların tazminata mahkum edilmelerini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevabında, müvekkilinin alacağının kambiyo senedine dayalı olduğunu, senet aslında teminat senedi olduğuna dair bir ibare bulunmadığını, davacı iddialarının asılsız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalılar vekili, 02.08.2007 tarihli cevap dilekçesinde, 2005 yılı ticari alım-satım teminatı olmak üzere dava konusu senedin düzenlendiğini, davacı şirketin cari hesaba istinaden verdiği çeklerin ödenmediğini, müvekkili şirketin alacağın tahsili için senedi ciro ederek borcuna karşılık diğer davalı …’e verdiğini, davacı şirketin halen borcunu ödemediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Esas Karar
2009/12027 2010/1053
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre takip ve dava konusu bononun, teminat senedi olduğunun Yargıtay incelenmesinden geçerek kesinleşen icra mahkemesi kararıyla sabit olduğu, menfi tespit davasının konusunun kalmadığı, icra takibinin iptal edildiği, icra takibinin, davacı borçlular tarafından borcun ödenmesi veya davacıların, davalıya borçlu olmadığı gerekçesiyle iptal edilmeyip, takip konusu bononun kambiyo senedi niteliğini taşımaması nedeniyle İİK.nun 170/a maddesi gereğince iptal edildiği, davacı yanın sunduğu deliller ile davacının oluşan bir maddi zararının tespit edilemediği, dava konusu senet her ne kadar teminat senedi ise de davalının davacı yandan taraflar arasındaki ticari ilişkiler nedeniyle 90.000 YTL’nın üstünde alacağının bulunduğu, karşılıksız çıkan davacı çeklerinden dolayı alacağın tahsili için teminat senedinin ciro edilmek suretiyle tahsiline çalışıldığı, teminat senedinin her ne kadar kambiyo senedine özgü yolla takibe konu edilmesi İİK.nun 170/a maddesine aykırı ise de, esasen davalıların alacağının mevcut olması ve sadece bu dosyada takibe devam edilerek, diğer dosyalardaki çeke dayalı takiplere devam edilmemesi karşısında davalı yanın alacağını tahsil etmeyi amaçladığı ve bu nedenle yapılan hacizlerin yasal alacağın tahsiline yönelik olduğunun kabulü gerektiği, yapılan hacizlerin haksız olmadığı, BK.nun 49.maddesi kapsamında davacıların manevi tazminat talep haklarının bulunmadığı, kaldı ki, haczi yapanın 3.şahıs … olup, bu şahsın hacizleri kötüniyetle yaptığı ve senedi haksız olarak iktisap ettiği konusunda dosyada bir delil bulunmadığı gerekçesiyle menfi tespit davası yönünden dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, maddi tazminat isteminin sübuta ermediğinden ve manevi tazminat isteminin koşulları bulunmadığından reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 04.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.