YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/11906
KARAR NO : 2010/8324
KARAR TARİHİ : 30.06.2010
Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi
Tarih : 16.09.2009
Nosu : 45-1090
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine 01.04.2008 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayalı olarak icra takibi yaptığını, süresinde itiraz edilmediği için takibin kesinleştiğini, sözleşmenin davalı ile dava dışı şirket arasında yapıldığını, müvekkilinin sözleşmeyi şahit olarak imzaladığını ileri sürerek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece kira sözleşmesinde davacının kefil kısmının altında imzasının bulunduğu, ancak isminin altında şahit ibaresinin yazılmış olduğu, davacının vekili tarafından yüzleştirme için hazır edilmediği, davacının sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzaladığının kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı açtığı menfi tespit davasında kira sözleşmesini şahit olarak imzaladığını, kefil sıfatıyla imzalamadığını ileri sürmüştür. Davalı ise 16.09.2009 tarihli duruşmadaki beyanında davacının sözleşmeyi kefil olarak imzaladığını savunmuştur. Davacının ayrı ayrı örneklerini ibraz ettikleri 01.04.2008 tarihli kira sözleşmesinde davacının sözleşmede şahit olarak imzasının bulunduğu görülmektedir. Bu durumun aksi yani davacının kira sözleşmesini kefil olarak imzaladığı davalı tarafından kanıtlanamadığı halde davacının açtığı davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.