Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2009/11654 E. 2010/8049 K. 24.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/11654
KARAR NO : 2010/8049
KARAR TARİHİ : 24.06.2010

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarih : 9.6.2009
Nosu : 478-287

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile müvekkilinin davalıdan cari hesaba dayalı olarak alacaklı olduğunu taraflar arasında borcun miktarı hususunda 28.9.2007 tarihinde mutabakat mektubu imzalandığını, ancak davalının borcunu ödememesi üzerine takibe geçildiğini, davalının takipten sonra mutabakata varılan bedeli ödediğini ancak müvekkilinin faiz, vekalet ücreti ve % 40 tazminat alacağı olduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile % 40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiş, yargılamaya da katılmamıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının davalıdan alacaklı olduğu miktarın tahsili için takibe geçtiği, davalının asıl alacak miktarını takip tarihinden sonra ödediği, ancak davacının takip tarihinden sonra asıl alacak üzerinden faiz alacağı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile % 40 tazminata karar verilmiş, hüküm davalı şirket temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık cari hesaba dayalı ticari ilişki nedeni ile itirazın iptaline ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde taleplerinin ihtar tarihi ile davalının ödeme tarihi arasındaki yasal faiz, vekalet ücreti, takip tarihinden sonra işleyecek faiz ve tahsil harcına ilişkin olduğunu, belirtmiş ve % 40 tazminata hükmedilmesini talep etmiş, yargılamanın sona erdiği 9.6.2009 tarihli duruşmada ise, asıl alacağının tamamının davalı tarafından ödendiğini faiz ve vekalet ücretinin ödenmediğini, davanın ödenmeyen bu miktarlar üzerinden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davadan önce, borçlu tarafından yapılan ödemeler yönünden itirazın iptali davası açılmasında davacının hukuki bir yararı olmadığının kabulü gerekir. 18.4.2007 gün, 19-159/220 Sayılı Hukuk Genel Kurulu Kararında da vurgulandığı üzere davadan önce ödenen miktar yönünden icra inkar tazminatına hükmedilemez.
Somut olayda mahkemece açıklanan hususlar üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.6.2010 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

-KARŞI OY YAZISI-

Genel hükümlere göre açılan davalarda kural olarak haklılık durumu dava tarihine göre belirlenir. İtirazın iptali davasının amacı itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamaktır. Bu nedenle davada haklılık durumu takip tarihi itibariyle belirlenmelidir (HGK 16.10.1996,19-601/711). İtirazın iptali davasında takipten önce, takipten sonra ancak ödeme emrine itiraz süresi bitmeden yapılan ödemeler gözetilir. Ancak ödeme emrine itiraz süresinin geçmesinden sonra yapılan ödemeler ise dikkate alınmaz. Bu tür ödemeler kararın infazı sırasında icra müdürlüğünce dikkate alınıp borçtan mahsup edilmelidir. Aksi halde ödeme tarihleri itibariyle takip konusu alacağa faiz yürütülüp, ödemenin öncelikle faize mahsup edilmesinden sonra kalan alacak saptanarak hüküm kurulmalıdır. Bu şekilde yapılacak işlem sonucu bulunan meblağ üzerinden hüküm kurulması infazda tereddüt yaratır. Davacının davadan önce yapılan ödemeler yönünden tüm borç ödenip, infaz edilmediği sürece hukuki yararı bulunmaktadır. Mahkemenin bu yöne ilişkin gerekçesi yerinde olup, hükmün onanması gerekir. Sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüş ve gerekçesine katılamıyorum.