YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/9878
KARAR NO : 2009/5425
KARAR TARİHİ : 08.06.2009
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili ile davalılar arasında kredi kartı üyelik sözleşmesi imzalandığını, hesap ekstrelerindeki borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalıların haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre 4822 sayılı Yasa’nın 10/A ve 5464 sayılı yasa uyarınca, asıl borçlu … hakkında takip ve başvuru yolları tüketilmeden kefil … hakkında herhangi bir talepte bulunulamayacağı, asıl borçlu …’nın ise takip tarihi itibariyle 5.241.63 YTL borçlu olduğu gerekçeleriyle kefil davalı … hakkındaki davanın reddine, davalı … hakkındaki davada ise bu davalının itirazının kısmen iptaline, takibin 5.241.63 YTL üzerinden devamına, takipten itibaren ana alacak 2.785.29 YTL’ye talebi aşmayacak şekilde değişen oranlarda reeskont faizi uygulanmasına, 01.06.2006 tarihinden itibaren 5464 sayılı Yasanın 26. maddesinin icra müdürlüğünce dikkate alınmasına, fazla talebin reddine ve davalı …’nın % 40 oranında icra inkar tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık 16.06.1998 tarihinde düzenlenen kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 10. maddesinde yer … kefaletin niteliğiyle ilgili hüküm 06.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4822 sayılı yasayla getirilmiş, 5464 sayılı yasa ise 01.03.2006 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Belirtilen kanunlarla getirilen kefalete ilişkin hükümlerin geçmişe … olacağı konusunda herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
Mahkemece bu yönler gözetilmeden somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 08.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.