Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2008/7554 E. 2008/10923 K. 13.11.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/7554
KARAR NO : 2008/10923
KARAR TARİHİ : 13.11.2008

Mahkemesi :Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi
Tarih : 24.10.2007-10.12.2007
Nosu : 358-564
Davacılar vekili tarafından hasımsız olarak açılan iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde bir kısım müdahiller vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacılar vekili, müvekkili … A.Ş.nin 27.09.1989 tarihinde kurulduğunu, sermayesinin 4.600.000.-YTL. olduğunu, …Turizm A.Ş.nin 16.09.1988 tarihinde kurulduğunu ve sermayesinin 1.000.000.-YTL. olduğunu, Az-Uz İnşaat Ltd.Şti.nin 22.05.1992 tarihinde kurulduğunu ve sermayesinin 5.000.-YTL. olduğunu, Aydıngün İnşaat Ltd.Şti.nin 16.05.1996 tarihinde kurulduğunu ve sermayesinin 10.000.-YTL. olduğunu, müvekkillerinin yurtiçinde ve yurtdışında her türlü inşaat taahhüt ve montaj işleri, yol ve kanal yapım işleri yaptığını, inşaat sektörünün ekonomik yapı içinde ayrı bir yere ve öneme sahip olduğunu, ekonomik krizlerin bu sektörü derinden etkilediğini, sermayesi, makine ve özvarlıkları, ihale ile üstlendiği işleri bitirmedeki başarıları nedeniyle inşaat sektöründeki büyük sanayi kuruluşları arasında yer alan şirketlerin ekonomik kriz nedeniyle mali durumunun bozulduğunu, borca batık durumda olan şirketlerin mali durumunu düzeltebileceğini, şirketlerin kamu ihalelerinde önemli bir avantaja sahip olduğunu, taahhütlerinde ve imalatlarında sorun bulunmadığını, ancak işletme sermayelerinin yetersiz olduğunu, şirketlerin pazar bulma ve satış sorunu bulunmadığını, firmaların içinde bulunduğu durum nedeniyle nakdi veya gayri nakdi kredi sağlanamadığını, firmaların sermaye eksikliğinin devam etmekte olan işler ve 2007 yılı için alınmış Ankara Kızılay alt geçit köprü inşaat işinin hak edişleri ile tamamlanacağını, … A.Ş.nin devam eden Gediz İnşaat işinin bulunduğunu, Az-Uz İnşaat Ltd.Şti.nin Celal Bayar Üniversitesi Rektörlük binası inşaat işinin, Aydıngün İnşaat Ltd.Şti.nin TOKİ Nevşehir Hacıbektaş’ta 144 adet konut işinin devam ettiğini, Ankara Kızılay alt geçit köprü inşaat işinin grup şirketleri tarafından işbölümü sonucu ortak yapılacağını, en büyük alacaklı ile protokol düzenlendiğini ve borcun sabitlendiğini, şirketlerin kamu borcu bulunmadığını ileri sürerek iflasların 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

../..

-2-

Mahkemece iflasın ertelenmesi talebinde bulunan şirketlerin borca batık durumda olduğu, mali durumlarını iyileştirme ümidinin bulunduğu, iflasın ertelenmesi için gerekli koşulların oluştuğu gerekçesiyle iflasların 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiş, hüküm … Eğin, Umut Enerji Ltd.Şti…. Enerji Ltd.Şti.ve ….A.Ş.tarafından temyiz edilmiştir.
1-İflasın ertelenmesi talebi üzerine verilen kararlar tebliğinden itibaren 10 gün içinde temyiz edilebilir (İİK.nun 164). Karar … Eğin vekiline 14.11.2007 tarihinde tebliğ edilmiş olup, 29.11.2007 tarihli temyiz istemi süresinde olmadığından mahkemenin 10.12.2007 tarih ve 358/564 sayılı temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararının onanması gerekmiştir.
2-Karar, Umut Enerji Ltd.Şti.ve … Elektrik Ltd.Şti.vekiline 14.11.2007 tarihinde tebliğ edilmiş olup, 26.11.2007 tarihli temyiz istemi süresinde olduğundan, temyiz isteminin reddine ilişkin 10.12.2007 tarih ve 358/564 sayılı ek kararın bozularak kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
3-… A.Ş. iflasın ertelenmesi talebinde bulunan … A.Ş.den alacaklı olup, iflasın ertelenmesi talebini temyiz hakkı vardır. Bu nedenle mahkemenin 12.03.2008 gün ve 358/564 sayılı ek kararının bozularak kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
4-… A.Ş., Umut Enerji Ltd.Şti. ve … Elektrik Ltd.Şti.nin kararın esasına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
a)İİK.nun 154. maddesine göre, iflas davaları borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerde görülür. İflasın ertelenmesi talebi aynı zamanda borca batıklık bildirimi niteliğinde olduğundan ve dava sonucunda borçlunun iflasına karar verilmesi ihtimali bulunduğundan erteleme talebinin de borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki Ticaret Mahkemesi’nce karara bağlanması gerekir.
İflasın ertelenmesi talebi 22.06.2007 tarihinde yapılmıştır. İflasın ertelenmesi talebinde bulunan …Turizm A.Ş.nin muamele merkezi 03.07.2007 tarihinde, …. İnşaat Ltd.Şti.nin muamele merkezi 28.06.2007 tarihinde Muş’a taşınmıştır. İflasın ertelenmesi talep edildiği tarihte bu şirketlerin muamele merkezi Muş olmadığından, bu şirketler yönünden yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasıyla ilgili hüküm kurulması isabetsizdir.
b)İflasın ertelenmesine karar verilebilmesi için erteleme talebinde bulunan şirketin borca batık durumda olması ve mali durumunu iyileştirme ümidinin bulunması gerekir. Mahkemece davacıların iflasın ertelenmesi talebi kabul edilerek erteleme kararı verilmişse de borca batıklık ve mali durumun iyileşmesi yönünden yapılan inceleme ve alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir. Borca batıklığın tespitinde aktifin rayiç değerinin dikkate alınarak aktifin belirlenmesi gerekir (TTK.nun 324. maddesi).
Şirketlerin borca batık durumda olduğunun saptanması halinde iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Erteleme talebinde bulunan şirketler, şirketlerin tek sorununun işletme sermayesi eksikliği olduğunu, ciro artışı ile elde edilecek kârın işletme sermayesi olarak kullanılacağını belirtmişlerdir. Şirketlerin mevcut işleri ile ilgili olarak rapor tarihi itibariyle işveren tarafından süre verilip verilmediği, süre verilmiş ise işlerin verilen sürede tamamlanıp tamamlanmadığı konusunda açıklık bulunmamaktadır. Ayrıca bilirkişi raporunda yapılan ve yapılacak işlerden elde edilecek gelirin sermaye eksikliğini nasıl gidereceği konusunda da açıklama yapılmamıştır. Mahkemece bu yönler gözetilerek yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınarak varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.

../..

-3-

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle … Eğin’le ilgili 10.12.2007 tarih ve 358/564 Sayılı Ek Kararının onanmasına, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle… Enerji Ltd.Şti.ve … Elektrik Ltd.Şti.ile ilgili 10.12.2007 ve 12.03.2008 tarihli ek kararların kaldırılmasına, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.11.2008 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

(Muhalif)

Aslı gibidir.

../..

-4-

K A R Ş I O Y Y A Z I S I

İstem, iflasın ertelenmesine ilişkindir.
Aşağıdaki gerekçe ile yerel mahkeme kararı ile Dairemizin bozma kararında yer alan sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum. Şöyle ki;
İflasın ertelenmesini isteyen her dört şirket ayrı tüzel kişiliği bulunan, alacaklıları, borçluları farklı olan şirketlerdir. Bu şirketlerin bir alacaklıya asaleten ya da kefaleten borçlu olmaları veya aynı gruba dahil şirket olmaları iflasın ertelenmesi talebinde bulunmalarını gerektirmez. Şirketler arasında istem konusu bakımından bir teselsül bulunmadığı gibi, talebin her biri için aynı sebepten doğduğu da kabul edilemez. Gerçekten de aynı sebep kavramı hem maddi vakıalar ve hem de hukuki sebepler bakımından ele alınmalıdır. (Bkz. ULUKAPI, Ömer, Medeni Usul Hukukunda Dava Arkadaşlığı, Konya 1991 , s.129). Davacıların iflasın ertelenmesi talepleri her bir şirketin mali durumlarının kötü olduğu ve iyileştirilebileceği sebebine dayalı ise de, mali durumun kötülüğü ayrı ayrı vakıalara dayanmaktadır. Özellikle iflasın ertelenmesi davasında iyileştirme koşullarının tesbitinde de ayrı ayrı vakıalar gözönüne alınacaktır. Dört davacı şirketten ikisi Anonim Şirket, diğer ikisi ise Limited Şirket şeklinde kurulmuş olup, ayrı tüzel kişiliklere haizdirler. Buradan hareketle her dört şirketin de bilançolarında aktif ve pasif kalemleri ve buna paralel olarak borçları ve borçlu oldukları kimseler ile alacakları ve alacaklı oldukları kimseler farklıdır.
İflasın ertelenmesi talebi niteliği, mahiyeti itibariyle aynı gruba dahil olsalar dahi ayrı tüzel kişiliği bulunan ayrı organları olan her bir davacı şirket için ayrı ayrı talep konusu yapılmalıdır. İstemin reddi halinde talepte bulunan şirketlerin iflasına karar verileceğinden davanın her bir davacı şirket yönünden ayrılarak görülmesi ve sonuçlandırılması gerekir.
Nitekim Yüksek Yargıtay;
a)Bir iş yerinde çalışan işçilerin, o işyerinin sahibi (aynı işveren) ile yapmış oldukları aynı içerikteki hizmet sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar için birlikte dava açamayacaklarına karar vermiştir.
(HGK. 18.4.1956 T/36-29; HGK 11.12.1951 4/177-135; HGK 3.10.1957 83/79 ve TD 11.3.1955 1366/1857).
b) Bir sigorta şirketinin değişik kişilerden sigorta pey akçesi alıp sigorta sözleşmesini yapması halinde bu kişilerin (pey akçesi verenlerin) verdikleri parayı geri alabilmek için sigorta şirketine karşı birlikte dava açamayacaklarına karar verilmiştir.
(TD 20.4.1961 1166/1278)
Anılan HGK. ve Daire kararlarından da anlaşılacağı üzere davacılarımızın aynı grup içerisinde olmaları, birisinin kredi borcuna diğerlerinin kefil olması veya ipotek vermiş olması birlikte iflasın ertelenmesi davası açmalarına imkan vermez.
Şöyle ki, Prof. Dr. …’da Hukuk Muhakemeleri Usulü Cilt 3, Sh. 3351’de “HUMK.nun 43.maddesindeki şartlar bulunsa bile birden fazla borçluya karşı birlikte iflas davası (İİK.m.156 vd) açılamayacağı” kanısında olduğunu bildirmiştir. Bu durum dahi ayrı borçlulara karşı birlikte iflas davası açılamayacağını gösterdiği gibi birden fazla borçlunun da birlikte hasımsız olarak iflasın ertelenmesi davası açılamayacağının göstergesidir. Çünkü iflasın ertelenmesi taleplerinin reddi halinde davacıların iflaslarına karar verilmesi yasa gereğidir. O halde farklı tüzel kişiliğe sahip davacıların birlikte aynı davada iflasın ertelenmesi talebinde bulunmalarının mümkün olduğunun kabulü olanaksızdır.
Öte yandan; İİK.nun 179.maddesine göre “…şirket veya kooperatifin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir” madde metninin lafzi yorumundan da iflasın ertelenmesi talebinin ancak bir şirket veya kooperatif için ileri sürülebileceği açıktır.

../..

-5-

Davaların en ekonomik şekilde sürdürülüp sonuçlandırılması gerek Anayasanın ve gerek HUMK.nun emredici hükümleridir. Ne var ki, harca tabi davalarda harcın doğru biçimde hesaplanıp istek sahibinden alınması da şarttır. Dört ayrı şirketin tek bir davada iflasın ertelenmesini isteyebileceklerinin kabulü, ayrı dava konusu yapılması halinde ayrı ayrı yatırmaları gereken harçtan da kaçınmalarına imkan verecektir. Harçlara ilişkin düzenlemeler kamu düzeninden sayıldığından başlı başına bu husus bile birden çok gerçek veya tüzel kişinin aynı davada iflasın ertelenmesini istemelerine engel teşkil etmektedir.
Öğretide ve uygulamada iflas ve konkordato istemlerine ilişkin davaların münferiden açılması gerektiği düşüncesi hakimdir (KURU, Baki, İcra ve İflas Hukuku, C.III, Ankara 1993, S.2667). İflasın ertelenmesi istemlerinde de bu görüşlere paralel davranılmalıdır. Zira, iflasın ertelenmesi talebinin reddi gerektiğinde, bir diğer ifadeyle borca bataklığın tespit edildiği ve iyileştirme projesinin uygun görülmediği hallerde mahkemece şirketin iflasına karar verilecektir. İflasın ertelenmesi talebinin sonuçlarından biri de iflasın açılmasıdır. Birden çok borçlunun iflası bir dava içinde istenemeyeceği gibi birden çok borçlunun iflasın açılması sonucunu doğuracak olan iflasın ertelenmesi talebinde de birlikte bulunmalarına imkan sağlamamaktadır.
Nitekim, yukarıda savunduğumuz bu gerekçeler somut olayda açık bir şekilde kendisini göstermiş olup, birden fazla şirketin birlikte iflasın ertelenmesi talebinde bulunmalarının sakıncaları ortaya çıkmıştır.
Çünkü, istemde bulunan dört şirketten ikisinin muamele merkezi farklı yerdedir. Bu nedenledir ki, birden fazla aynı gruba dahil şirketlerin birlikte iflasın ertelenmesi talebinde bulunabileceklerini kabul eden sayın çoğunluk bozma kararının 4. maddesinin (a) bendinde davacı iki şirket hakkında yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğine değinip, mahkeme hükmünü bu gerekçe ile de bozmuştur.
SONUÇ : Yukarıda açıkladığım nedenlerle yerel mahkeme hükmünün öncelikle bu gerekçelerle bozulması gerektiği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun işin esasına girerek vermiş olduğu bozma kararına katılamıyorum.13.11.2008