Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2008/6210 E. 2009/476 K. 29.01.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/6210
KARAR NO : 2009/476
KARAR TARİHİ : 29.01.2009

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarih :

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar vekilince duruşmasız, davalı vekilince de duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. … … gelmiş, davalı tarafından kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –

Davacılar vekili, müvekkillerinin borçlu, dava dışı … A.Ş.’nin alacaklı olduğu, 05/12/2002 vadeli toplam 40.000.000.000 TL bedelli 4 adet senet ve 05/01/2003 vadeli toplam 20.000.000.000 TL bedelli 2 adet senedin vadeden önce alacaklı tarafından tahsil edilip vergi borçlarının ödenmesi için Av. … …’a teslim edildiğini, müvekkili şirketin vergi dairesine ödemesi gereken miktarı ödediğini, ödemeden sonra Av. … …’ ın 13/07/2004 tarihli ihtarla 37.500.000.000 TL bakiye alacak bulunduğunu, bu meblağın ödenmemesi halinde senedin alacaklıya teslim edileceğinin bildirildiğini, 05/01/2003 vadeli 2 adet toplam 40.000.000.000 TL bedelli 2 senedin alacaklıya teslim edildiğini, ciro edilen bu senetlere dayanarak başlatılan takip üzerine müvekkili şirketin 37.500.000.000 TL’yi 2004/3506 sayılı dosyaya ödediğini, borcu kalmayan müvekkilinin 05/12/2002 vadeli toplam 40.000.000.000 TL bedelli 4 adet senedin iadesini talep ettiğini, vekil hamil…’ın talebe cevap vermediğini, bu senetlerle ilgili Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/455 sayılı dosyasından menfi tespit davası açıldığını, menfi tespit davası açıldıktan sonra senetlerin alacaklıya teslim edilip …’e ciro edildiğini, senedi ciro yoluyla devralan davalının kötüniyetli olduğunu, ayrıca ciroların senedin vadesinden sonra yapılması nedeniyle alacağın temliki hükmünde olduğunu, şahsi def’ilerin davalıya karşı ileri sürülebileceğini, müvekkili … …’in alacaklı olduğu 2004/4150 ve 4151 sayılı takip dosyalarındaki alacağın takasını talep ettiğini belirterek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevabında, senetleri teslim alan Av. … …’ın ihtarının tek başına senetlerin vadeden sonra ciro edildiğini göstermeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre davacıların senetlerin lehtarı olan şirkete 7.714.44 YTL haricinde borcu olmadığı, lehtar şirketin ortağı olan şirkette pay sahibi olan davalının iyiniyetli hamil olmadığı, ödemenin bu nedenle lehtara karşı da ileri sürülebileceği gerekçesiyle davacının davalı …’e 32.282.56 YTL asıl alacak ve 31.971.40 YTL faiz olmak üzere 64.253.96 YTL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının bütün, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında bulunan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Senedi ciro yoluyla devralan hamilin lehtar şirketin ortağı olan bir başka şirkette pay sahibi olduğu tespit edilerek iyiniyetli hamil olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. İİK.’nun 72/5. maddesine göre borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olması halinde takip alacaklısı aleyhine talep halinde tazminata hükmedilmelidir. Somut olayda iyiniyetli hamil olarak kabul edilmeyen yani senedi ciro yoluyla devralırken bile bile borçluların zararına hareket eden davalı takibinde haksız ve kötüniyetli olduğundan takip konusu senet bedeli üzerinden tazminatla sorumlu tutulması gerekir. Mahkemece, davacının dava dilekçesinde tazminat talep etmediği ve fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmadığı gerekçesiyle tazminat talebi reddedilmişse de mahkemenin bu gerekçesi isabetli değildir. Davacı vekili 19/10/2005 tarihli dilekçe ile % 40 tazminat talep etmiş olup, bu talebe davalı karşı koymadığı gibi davacı vekilinin 31/10/2007 tarihli ıslah dilekçesinde de % 40 tazminat talebi bulunmaktadır. Mahkemece davacının tazminat talebinin asıl alacak üzerinden kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının bütün, davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 625.00.-TL duruşma vekalet ücretinin, davalıdan alınarak, davacılara ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.01.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.