Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2008/6036 E. 2009/1028 K. 12.02.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/6036
KARAR NO : 2009/1028
KARAR TARİHİ : 12.02.2009

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit-alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında akdedilen sözleşme ile davalıya ait 3 adet makinenin (toplam:140.000 USD) alım ve satımı hususunda anlaştıklarını, anlaşma uyarınca 10.000.00 YTL’ nin davalıya ödenip, satış bedelinin geri kalan kısmı için toplam 180.000 YTL değerinde sıralı (6) bono verildiğini, yine sözleşmenin (2).maddesinde ödemelerin gecikmesi durumunda davalının bir ay beklemesinin kararlaştırıldığını ve davalının davacının işlerini yaptığı … firmasından olan hak edişleri karşılığı ödemeyi kabul ettiğini, ödemelerin ise 2007 yılı sonuna kadar bitirileceğinin belirlendiğini, sözleşme gereği satışı yapılan iş makinelerinin davacıya teslim edildiğini, bu makinelerin alınması ile davacının … firması ile taşeronluk sözleşmesi imzalayıp, taahhüt altına girdiğini, davacının ödeme konusunda gecikme yaşadığını, …’tan olan hak edişlerini davalıya temlik ettiğini, ancak davalının 19.09.2007 tarihinde elinde olan bonolardan birine dayanarak ihtiyati haciz kararı alıp, davacının işyerine gelip, satıp teslim ettiği iş makinelerini cebren alıp gittiğini, bu suretle davacının faaliyetlerini, durduğunu ve davacının zarara uğramasına neden olduğunu, davalının bu davranışları ile sözleşmeyi tek taraflı ve haksız bozduğunu belirterek, alım satım nedeniyle verilen senetlerin bedelsiz kalmış olması nedeniyle iptallerine, satış nedeniyle ödenen 10.000.00 YTL’ nin davalıdan alınmasına, şimdilik 1.000.00 YTL maddi tazminatın 3.000.00 YTL manevi tazminatın faizleri ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında 09/05/2007 tarihinde iş makinelerinin satılması-kiralanması ile ilgili sözleşme akdedildiğini, sözleşmede yazılı makineleri satın almak için davacının 6 adet senet verdiğini, bu senetlerin vadesinde ödenmediği takdirde sözleşmenin kira sözleşmesi olarak devam edeceğinin de belirtildiğini, sözleşme gereği verilen vadesi 30.08.2007 tarihli senet ödenmeyince icra takibine başlandığını, davacının alacağını temlik etmediğini, … firmasına talimat yazdığı halde bunun da … firmasınca nazara alınmadığını, davacının borcu ödeme konusunda basiretli tacir gibi hareket etmediğini, iyiniyetli davranmadığını, makinelerin davacının rızası ile geri alındığını, davacının haksız feshetmek istediğini, kaldı ki sözleşme gereği olayın kira sözleşmesine dönüşmüş olup, bu konuda gerekli hukuki işlemin de yapılacağını bildirerek davanın reddi ile tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında menkul satımına ilişkin sözleşme düzenlenip, sözleşme uyarınca davacının davalıya 10.000.00 YTL nakit, toplam 180.000 YTL değerinde bonolar verdiği, ödemelerin davacının … şirketinden alacağı ödemeye göre yapılacağı, Aralık 2007’ye kadar ödemelerin bitirileceği, satım bedeli ödenmediğinde sözleşmenin kısmen kira sözleşmesi olarak devam edeceğinin belirlendiği ve menkullerin davacıya teslimi hususunda uyuşmazlık bulunmadığını, davalının kabul ettiği gibi satıma konu menkullerin 19.09.2007 tarihinde, henüz satış bedelinin ödenmesi için kararlaştırılan Aralık 2007 tarihinden önce davalıya teslim edilmiş olması karşısında artık taraflar arasındaki sözleşmenin varlığının devam ettiğinden söz edilemeyeceği, böylece davalının sözleşme gereğince ancak kira bedeli isteyebileceği, ancak dava içinde davalı yanca karşı dava yoluna gidilmediği, takas iddiasında da bulunulmadığından davalının sözleşmeden doğan kira alacağının bu dosyada değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, taraflar arasındaki sözleşme sona ermekle davacının peşin satım bedeli olarak ödediği tutarı geri isteyebileceği gibi, sözleşme nedeniyle davalıya verilen bonolarında iptali gerektiği, davacının yargılama sırasında yoksun kalınan kar isteminden vazgeçip, davalının da bunu kabul etmesine göre bu yöne ilişen davanın vazgeçme nedeniyle reddi gerektiği gibi, manevi tazminat şartlarının da oluşmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin vazgeçmesi göz önüne alınarak istenen 1.000.00 YTL’ lik maddi tazminat istemine yönelik olarak davanın reddine, sözleşmenin iptaline yönelik olarak davanın kabulüne, taraflar arasında düzenlenen 09.05.2007 tarihli sözleşmeye dayalı olarak sözleşmede yazılı bonoların iptaline, istirdat talebinin kabulü ile, davacının sözleşme nedeniyle peşin ödemiş olduğu 10.000.00 YTL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının talebi toplam 180.000 YTL değerindeki bonolardan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti, 10.000.00 YTL’ nin istirdadı, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak kaydıyla 1.000.00 YTL maddi ve 3.000.00 YTL manevi tazminata ilişkindir. Harçlar Kanunu’nun 28/a. maddesinde karar ve ilam harcının 1/4’nün peşin ödeneceği belirtilmiş ve aynı Kanunun 32.maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu durumda mahkemece yukarıda belirtilen toplam talep miktarı üzerinden eksik peşin harç tamamlattırılarak yargılamaya devam edilmesi gerekirken harç ikmal edilmeden yargılama yapılıp, hüküm kurulması ve hükümde de eksik harcın tamamlatılmamış olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki yönlerin incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.