YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/560
KARAR NO : 2008/3086
KARAR TARİHİ : 27.03.2008
Mahkemesi :Asliye Hukuk (Ticaret ) Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Dava 08.10.2004 tarihli fatura ile davalı … Otomotiv Pazarlama AŞ.’nin bayisi diğer davalı … Otomotiv Tic. ve San. AŞ.’den satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiası ile bedelinin fatura tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Davalı … Otomotiv AŞ.vekili müvekkili şirketin merkezinin …’da olduğunu, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, ayrıca bedel iadesi talebinin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı … Otomotiv Pazarlama AŞ. vekili şirket merkezinin Kadıköy’de olduğunu, bu nedenle … Mahkemelerinin yetkisiz olduğu, 6 aylık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacının ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bedel iadesi talep edemeyeceğini, halen aracı kullanmaya devam ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucu davalıların yetki itirazlarının ve zamanaşımı itirazlarının reddine, aracın kaporta boyasındaki kalkmaların ayıp olarak değerlendirildiğini, ayrıca satış faturasında yazılı süper alarm(volumetrik , perimetrik) sisteminin araçta takılı olmadığını, boya atmaları ve alarm sisteminin imalattan kaynaklanan ayıp olduğu gerekçesi ile aracın davalılara iadesine, faturada yazılı 56.866.94 YTL’nin fatura tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar vekilleri tarafından (ayrı-ayrı) temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava ayıplı malın bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Olayda ayıp nedeniyle sözleşmenin feshi söz konusu olduğundan ve davadan önce de davacının sözleşmenin feshine yönelik bir ihtarı bulunmadığından aracın satış bedeli için dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken satış tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, bozmada oy birliği, gerekçede oy çokluğuyla 27.03.2008 gününde karar verilmiştir.
(Muhalif)
KARŞI OY YAZISI
Sayın çoğunluğun kararının dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsilinin gerektiği karşı görüşümün ise semenin iadesinde faizin İİK.nun 24. BK.nun 192,205 madde hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi ile “Aynı anda ifa – birlikte ifa hallerinde muaccel olan semen iade borcuna göre tayini gerektirdiğinden faizin dava tarihinden olamayacağı noktasındadır.
a)Fesih mahkeme kararı ile oluşmuş, aracın iadesi borcunun davacıda olmasına göre önce araç iadesinin gerçekleşip gerçekleşmediği önem taşıyacaktır.
Aracın iadesinin gerçekleşmemesi halinde BK.nun 205.madde hükmüne göre satıcının semeni ödeme borcu doğmayacaktır. Aracın iadesi için davacı “tevdi mahalli” tayinini dahi gerçekleştirmemiştir. Aracın iadesi borcunu yerine getirmeyen davacı için faizin dava tarihinden itibaren yürütmek ise hem aracın kullanılması ve hem de faize hak kazanma sonucunu sağlayacağından (Venire Contra Factum Probrium) çelişkili davranış-sonucundaki yasağın ihlâline olanak tanımak anlamını ortaya çıkarıp hakserlik ve denkserlik kuralarını da ihlal eden durumun BK.nun 192 ve 205. madde hükümlerine aykırı olup, hukuken himaye görmemelidir.
b) Aracın iadesi anında davacının ancak araç bedelini tahsil etmek gibi bir sonucu ve hakkı doğacak; davalı satıcı için de bu şekilde muaccel olan borcu ödemek aksi halde temerrüdün doğması gerekmelidir. İşte; BK.nun 205/2.fıkrasında belirtilen şekilde temerrüdün doğması ile faizin bu tarihten sonra doğması söz konusu olacak ve hüküm buna göre kurulacaktır.
c) Aracını iade etmeyen ve kullanan davacı için hem aracın kullanılması ve hem de satış bedelinin dava tarihinden itibaren faiziyle tahsilinin gerçekleşmesi halindeki haksız zenginleşmenin kaynağı ortaya çıkmaktadır(T.Uygur. İçt.Borçlar Kanunu Özel Borç İlişkileri 3.Cilt Ank.1991 sh.323.,407.,409).
d)İİK.nun 24.maddesi hükmü açısından bakıldığında sonuç aynıdır(M.Oskay-C.Koçak.Doç.Dr.A.Değnekli,Ayhan Doğan.İİK.Şerh C.1 007 sh.397. 405.HGK.28.12.2005 gün. 12-370 E. 769 K.Y.12.H.D 4.12.2003 gün 19099 E.23557 K.Bkz.a.g.e.sh.412.).
e)Aracı kullanan alıcının davalı satıcıyı temerrüde düşürmesi dava ile olamayacaktır. Zira fesih; ancak mahkeme kararı ile oluşan ve aracın iadesi anında doğacak ve oluşan bir sonuçtur. Feshinin hüküm tarihi ile oluştuğu açıktır.
Bu sonuç ise ancak aracın iadesi anında satıcı için muaccel olan bir borcun tediyesinin gerçekleşmesi gerekecektir (M.Reşit Karahasan, Türk Borçlar Hukuk 4.Cilt-İst 1991 sh. 99, 111,113,131,144.).
f)Kırılma noktasının bizce BK.nun 192,205/2.madde hükümleri karşısında açıkça belirlendiği üzere faizin dava tarihi olamayacağının tabii bir sonucudur.
Yargıtay 13.H.D.’nin kararlılık gösteren uygulamalarının bu yönde olduğunu belirtmek gerekir. (Y.13 HD’nin 23.3.2006 gün, 06/555 E, 06/4313 K,Y.13 HD. 28.11.2002 gün 02/9712 E.,02/12929 K.)
Bağlama kuralı ise; bizce birlikte ifa (ayni anda ifa) ile ilgili hüküm … mahkeme kararına göre ilamın icrasının şekli İİK.’nun 24.maddesi hükmünde açıkça belirtilmiş olduğundan faizin dava tarihinden itibaren yürütülmesi gerekmeyecek araç davacı alıcıda bulunmasına göre reddi gerekecektir.
Taşınır için ilam tesliminden maksat, misli olan veya olmayan taşınır eşyanın alacaklıya verilmesine ilişkin bulunan ilamların icrasıdır. Somut olayda davacının taşınır eşya (araç)yı davalıya iadesi şartının gerçekleşmesi için takip talebi ile birlikte tevdi ile icra memuru; Yönetmelik 19.maddesi uyarınca örnek 2 nolu icra emri düzenleyerek borçluya tebliğ ettirmeli ve 7 gün içinde aracın teslim alınmasını emredecek; faiz aracın iadesi ile gerçekleşecektir.
İlamda yazılı aracın tesliminin icra müdürlüğü tarafından yerine getirilecek ve muaccel olan alacağın doğumu ise işte aracın tesliminden sonra başlayacaktır. Aksi hal ve uygulamanın ise ilamda yazılı aracın teslim borcunun davacı alıcıda olmasına göre ilamın yerine getirilmemesi sonucu doğacağından davalı satıcının temerrüdü oluşmayacak ve faizin de hüküm altına alınması gerekmeyecektir.
(Y.12 HD.4.12.2003 gün 19099 Esas, sayılı 23557 Karar) ( Bkz.İİK.şerh a.g.e. sh.412.413).
İşte bu nedenlerledir ki, faizin dava tarihinden itibaren yürütülmesine dair sayın çoğunluğun kararına muhalifim.