Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2008/5516 E. 2009/813 K. 06.02.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/5516
KARAR NO : 2009/813
KARAR TARİHİ : 06.02.2009

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacılar vekili, müvekkillerinin davacı şirketin devri konusunda dava dışı … ile anlaşarak sözleşme akdettiklerini, devir bedeli olarak 20.000.-YTL. nakit ve kalanı için her biri 10.000.-YTL. bedelli toplam 40.000.-YTL. tutarında 4 adet müvekkillerinden… tarafından keşide edilen bonoların …’a teslim edildiğini, sonrasında …’un elinden rızası dışında çıkan bonoların dava dışı bir kişinin eline geçerek, bir adedinin sahte cirolarla davalılara intikal ettiğini ve davalılardan … tarafından takibe konu edildiğini belirterek takibin durdurulmasına, anılan bono nedeniyle müvekkillerinin davalılara borçlu bulunmadığının tespitine ve % 40 oranında tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yargılama sırasında da takibe konu borcun ödendiğini bildirerek davaya istirdat davası olarak devam edilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece,davacı … Ltd.Şti.nin dava konusu bonoda imzası bulunmadığı ve böylece davacı sıfatına sahip olmayacağı, ayrıca davacılar… ve …’ın bonoyu keşideci ve kefil olarak imzalamaları nedeniyle bonodan dolayı menfi tespit davası açamayacakları, dolayısıyla ödedikleri paranın istirdatını da talep edemeyecekleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Yerel mahkeme kararında davacılar arasında gösterilen … Yemek Gıda İnşaat Taahhüt Nakliye Sanayi Tic.Ltd.Şti.nin davada taraf olmadığı ve davanın anılan şirket yetkilileri… ve … tarafından açıldığı dava dilekçesi içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece anılan şirketin davacı olarak gösterilmesi ve bu şirket yönünden de yazılı gerekçelerle hüküm kurulması doğru olmadığı gibi dava konusu bonoda asıl borçlu ve kefil sıfatıyla imzası bulunan davacılar… ve …’ın bu bonodan dolayı menfi tespit davası açamayacakları yönündeki yerel mahkeme gerekçesinde isabet bulunmamakta ise de, TTK.nun 589. maddesinde düzenlenen imzaların istiklali prensibi gözetildiğinde davacıların ciranta imzasının sahteliğine dayanmalarının kendilerini sorumluluktan kurtarmayacağı ve davanın bu gerekçeyle reddi gerektiği dikkate alındığında sonucu itibariyle doğru olan hükmün HUMK.nun 438/son maddesi uyarınca gerekçesi düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün gerekçesi değiştirilerek belirtilen gerekçelerle düzeltilerek ONANMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 06.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Aslı gibidir.