Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2008/4692 E. 2008/12009 K. 04.12.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/4692
KARAR NO : 2008/12009
KARAR TARİHİ : 04.12.2008

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne, yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkili hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesine neden olan çeklerin arkasındaki cirodaki imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı vekili, uyuşmazlık konusu çeklerin arkasındaki cirodaki imzanın davacıya ait olduğunu, söz konusu çeklerle ilgili olarak ayrıca bir ödeme taahhütnamesi imzalayarak güvence verdiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, re’sen bilirkişi olarak seçilen Uzm. Dr. … …’in … olduğu raporda çeklerdeki imzanın davacıya ait olmadığı belirtilmiş, davalı vekilinin itirazı üzerine bu kez ödeme taahhütnamesindeki imzanın davacıya ait olup olmadığı konusunda Uzm. Dr. … … ve Uzm. Dr. … Karadeniz isimli kişiler re’sen bilirkişi olarak görevlendirilmek suretiyle alınan raporda imzanın davacıya ait olmadığı şeklinde görüş bildirilmiştir. Davalı vekili, İzmir Adli Tıp Grup Başkanlığında sadece Otopsi İhtisas Dairesi ve Kimya İhtisas Dairesinin olduğunu, Grafoloji ve Fizik İhtisas Dairesinin bulunmadığını, adı geçen bilirkişilerin de otopsi uzmanı olduklarını belirterek rapora itiraz etmiştir. Bu itiraz üzerine, temyize konu dosya (2005/690 E.) ile aynı mahkemenin 2005/697 E. sayılı dosyası birlikte Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilerek görüş istenmiş, 2005/690 E. sayılı dosyadan rapor çıkmaması üzerine akıbeti sorulmuş, gelen cevabi yazıya göre Adli Tıp Kurumundan alınan görüş de gerekçe gösterilerek, çeklerdeki ve ödeme taahhüdündeki imzanın davacıya ait olmadığının anlaşıldığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekili, 2005/690 E. sayılı temyize konu bu dosya için Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenmiş bir rapor bulunmadığını belirterek kararı temyiz etmiştir.
Mahkemece, 3.5.2007 tarihli celsede temyize konu dosya (2005/690) ile 2005/697 E. sayılı dosyanın birlikte Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilmesinin uygun bulunduğu, 29.11.2007 tarihli celsede ise, dosyanın dönmesine rağmen ekinde raporun çıkmaması
nedeniyle Adli Tıp Kurumu Başkanlığına müzekkere yazılmasına karar verildiği, “ …2005/697 Esas sayılı dosya içinde rapor çıktığı hâlde, bu dosya ile birlikte gönderilen 2005/690 E. sayılı dosya içinde ne bir rapor çıkmış, ne de raporda bu dosyadan bahsedilmiş, ne de raporun verilmediği konusunda bir yazı çıkmıştır…” şeklindeki 10.12.2007 tarihli yazıyla da 2005/690 E. sayılı dosya ile ilgili raporun akıbetinin sorulduğu anlaşılmaktadır. Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 28.1.2008 tarihli cevabi yazısında; 2005/690 E. sayılı dosya için de rapor düzenlendiği belirtilmemiş, bilakis “…İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2005/697 E. ve 2005/690 E. sayılı dosyaları, bu dosyalara konu (dava) konusu belgeler ve mukayese belgelerin birlikte tekrar gönderilmesi hâlinde İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.12.2007 tarih ve 2005/690 sayılı yazılarında açıklanması istenen hususlar hakkında ve daha detaylı bilgi verilebileceği ve ayrıca rapor düzenlenebileceği” ifade olunmuştur. Mahkeme kararının gerekçesinde ise diğer raporlara da değinilerek Adli Tıp Kurumunun raporuna istinaden davanın kabulüne karar verildiği belirtilmiştir.
Yukarıda kısaca açıklanan yargılama aşamaları ve özelikle de mahkemenin 2005/690 E. sayılı dosyasına ilişkin raporun akıbetinin sorulmasına dair 10.12.2007 tarihli müzekkeresi ile cevabi nitelikte Adli Tıp Kurumu Başkanlığının yazısından temyiz edilen bu dosya (2005/690 E.) için düzenlenmiş bir rapor bulunmadığı, aynı mahkemenin başka bir dosyası için düzenlenen raporun hükme esas alındığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle anılan Kurumun 28.1.2008 tarihli yazısında belirtilen tüm dosya ve belgelerin tekrar Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilip, alınacak rapor ile diğer tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 04.12 .2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.