Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2008/3359 E. 2008/10377 K. 31.10.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/3359
KARAR NO : 2008/10377
KARAR TARİHİ : 31.10.2008

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere … kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan kimse gelmemiş olduğundan incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı … AŞ. arasında akdedilen kredi sözleşmesindeki limitin 100.000.000.000 TL ‘ na yükseltildiğini, daha sonra 716.00 Euro bedelli ve 40.500 Euro bedelli genel kredi sözleşmeleri ile akdi ilişkinin sürdüğünü ve davalı şirkete akreditif kredisi kullandırıldığını, davalının yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle takibe geçildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu, yurtdışındaki ithalatçının ihracat bedelini ödemediğini … sürerek davalıların itirazının iptaline, takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davacının alacağının kaynağını somutlaştırmadığını, akreditif bedelinin ödenmesi ile ilgili bir sözleşme bulunmadığını, davacı bankanın ICC 500 sayılı kurallar uyarınca amir bankaya müracaat etmesi gerektiğini, müvekkilinin 400, 15735 ve 15736 sayılı kredilerden dolayı borcu bulunmadığını, iplik ihracı ile ilgili akreditif konusu malların gönderilerek edimin ifa edildiğini, Portekiz firmasının malları gümrükten çektiğini, akreditif vadesi gelmeden davacı bankanın 147.118.87 Euro ödeme yaptığını, akreditifin bankacılık açısından bir kredi olmadığını, davacı bankanın amir bankanın temsilcisi sıfatıyla ödeme yaptığı için rücu edemeyeceğini, hangi ilişki için verildiği anlaşılamayan taahhütnamenin hukuki değeri bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı bankanın davalı şirket ve kefillerden aldığı 01.10.2003 tarihli taahhütname uyarınca davalıdan ödediği meblağı takipte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-01.10.2003 tarihli taahhütname başlıklı belgede … AŞ. yurtdışındaki mahkemeler tarafından bu akreditifle ilgili ödemelerin durdurulması halinde bundan önce ödenmiş vesaik bedelini derhal bankaya ödeyeceğini taahhüt etmiştir.
Taahhütnamede önce rezerv konulması şartı olmadan mahkemelerin akreditifle ilgili ödemeleri tedbire durdurması halinde ödeme yapan muhabir davacı bankaya davalıya rücu imkanı verilmektedir.
Akreditif amiri ve amir bankanın bulunduğu yerde açılan davada tedbir kararı verildiğine ilişkin belge sunulduğuna göre davacı muhabir banka kredi müşterisi davalıdan ödediği meblağı talep … vardır. Davalı şirketin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmemiştir.
2-Diğer davalılar kredi sözleşmelerinin kefilleridir. Kefiller kefalet limiti ve kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumludurlar. Somut olayda kefalet limiti ek artışlarla birlikte toplam 100.000 YTL’ na yükseltilmiş olup, kefalet limiti ve temerrüde düştükleri tarihten itibaren faizlerinden sorumlu tutulacak şekilde karar verilmesi gerekirken tüm borçtan sorumlu tutulmasında isabet görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle … AŞ.’ nin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün kefiller yararına BOZULMASINA, 31.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.