Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2008/2661 E. 2008/8555 K. 18.09.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/2661
KARAR NO : 2008/8555
KARAR TARİHİ : 18.09.2008

Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi
Tarih : 10/07/2007
Nosu :2006/1145-2007/1571
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı asıl borçlu arasında imzalanan kredi kartı sözleşmesinde davalının garantör olduğunu, borcun ödenmediğini, girişilen icra takibine itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, % 40’ dan az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalının davacı banka ile dava dışı 3. kişi arasında imzalanan kredi kartı sözleşmesini garantör olarak imzalamasına, benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının 3.433.00 YTL üzerinden iptaline, takibin devamına, asıl alacak olan 3.218.00 YTL’ye takip tarihinden itibaren % 70,2 oranında faiz ve faizin % 5 BSMV uygulanmasına alacak belirlenebilir olduğundan alacağın % 40’ ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık banka kredi kartı sözleşmesi altındaki “ garanti şerhi” başlıklı bölümün kefalet mi, yoksa garanti sözleşmesi amacıyla mı yazıldığı yönünde toplanmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.07.2001tarih, 2001/19- 534 E. Ve 2001/583 Karar sayılı kararında da açıkça belirtildiği üzere sözleşme altındaki garanti şerhi bölümünde yer alan beyanların garanti sözleşmesi amacıyla değil kefalet amacıyla verildiğinin kabulü gerekir. Esasen davacı vekili de davalıya gönderdiği temerrüt ihtarnamesinde davalının kefil olduğundan bahsetmekle bu durumu kabullenmiştir. Bu halde mahkemece uyuşmazlığın kefalet hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekirken somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,bozma nedenine göre öteki yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.09.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.