Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2008/2588 E. 2008/9666 K. 16.10.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/2588
KARAR NO : 2008/9666
KARAR TARİHİ : 16.10.2008

Mahkemesi : Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacılar vekili, davalının şikayeti üzerine davacılardan İsmail’in oğlu, diğer davalının yeğeni olan … aleyhine asliye ceza mahkemesinde TCK.’nın 416/2-456/4. maddeleri uyarınca dava açıldığını, mahkemece sanığın TCK 421/2- 456/4. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verildiğini, kararın temyizi üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesinin kararı sanık aleyhine bozduğunu, ceza davası sırasında davalının olayın oluşumuyla ilgili olarak sanık lehine beyanda bulunup şikayetten vazgeçeceğini, ama bu beyanları nedeniyle iftira nedeniyle aleyhine cezai ve hukuki yönde bir talepte bulunulmayacağına dair hazırladıkları taahhüt ve ibranameyi sanığın imzasıyla kendisine vermesini söyleyip, yazı taslağını davacılara verdiğini,bu yazının sanık tarafından imzalanmasına kadar aleyhine dava açılmamasını temin içinde ve taahhütnamenin imzalanmasından sonra iade edeceğini söylemesi üzerine davacıların sanığın şahsı ve geleceğin tehlikeye girmemesi için boş senedi imzalayıp, davalıya verdiklerini, ancak davalının ceza davasının 19.03.2003 günlü duruşmasında sanık lehine beyanda bulunmayıp, sanığın cezalandırılmasını istediğini, ikrah yoluyla aldığı senedi iade etmediğini, icraya konu edeceğini bildirdiğini belirterek davacıların ikrah yoluyla ve müzayaka hallerinden yararlanarak alınan boş senetten dolayı borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, tüm dosya kapsamından, senetteki ihdas nedeninin nakden olup, davacıların senedin teminat olarak verildiği iddialarını yazılı belge ile kanıtlayamamaları, B.K.’nun 30. maddesinde belirtilen ikrah şartlarının oluşmaması, bir kimsenin işlemiş olduğu suçtan dolayı yargılanmasının ikrah sebebi olarak görülemeyeceği, davalı hakkında senedin gerçeğe aykırı doldurulması ve sahtecilik iddiasıyla ilgili cumhuriyet savcılığınca takipsizlik kararı verilmesi, davacıların davalıya yemin teklifinde bulunmayacaklarına ilişkin beyanları, tüm dosya kapsamına göre dava ve takibe konu bononun davalı- alacaklıya teminat olarak verilmeyip, manevi tazminat karşılığı verildiği açıklığa kavuştuğundan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 16.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.