Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2008/1953 E. 2008/9974 K. 23.10.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/1953
KARAR NO : 2008/9974
KARAR TARİHİ : 23.10.2008

Mahkemesi:Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine çeke dayalı olarak takibe geçtiğini, takip dayanağı çekte keşidecinin dava dışı … Ltd.Şti.olduğunu, çekte müvekkilinden sonraki cirantanın yine bu şirket olduğunu, çek keşidecisinin kendi keşide ettiği çeki yine ciro ile üçüncü kişilere devretmesinin mümkün olmadığını, ciro silsilesinin bozulduğunu, bu nedenle müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını, müvekkilinin çek bedelinin elden ödenmesi nedeni ile cirosunu iptal etmeden dava dışı şirkete iade ettiğini, dava dışı şirketin de çeki davalıya ciro ettiğini, müvekkilinin davalı ile hiçbir hukuki ilişkisi olmadığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu çekte keşidecinin dava dışı … Ltd. olduğunu ve ciro yolu ile davacının eline geçtiğini ve daha sonra çekin keşidecisi … Ltd.Şti.ne geri döndüğünü, keşideci dava dışı şirketin çeki tekrardan ciro edip kullandığını, bu durumun Ticaret Hukuku anlamında mümkün olduğunu, ciro silsilesinde herhangi bir bozukluk bulunmadığını öne sürerek davanın reddi ile % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, dava konusu çekte keşidecinin dava dışı … Ltd.olduğu, çekin cirantaları arasında bulunan davacı …’nun çeki, keşidecisi dava dışı şirkete ciro ettiği ve adı geçen şirket tarafından da davalıya ciro edildiği, davalının çek üzerinde imzaları bulunan cirantalar hakkında takibe geçmesinin mümkün olduğu, ciro silsilesinde kopukluk bulunmadığı, davacının çek bedelini ödemiş ise cirosunu iptal etmesi gerektiği nedeni ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
TTK.nun 700/3.maddesi “ciro keşideci veya çekten dolayı borçlu olanlardan herhangi biri lehine de yapılabilir. Bu kimseler çeki yeniden ciro edebilirler” hükmünü içermektedir. Somut olayda dava ve takip konusu çekin keşidecisi dava dışı … Ltd. şirketidir. Çek hamiline düzenlenmiş olup, ilk hamili davacı … çeki geriye ciro yolu ile yeniden keşidecisi dava dışı şirkete devretmiş ve keşideci bu yolla çekin hamili olmuştur. Bu aşamada alacaklı ve borçlu sıfatları birleşmiştir. Dava dışı keşideci şirket çeki ikinci defa

tedavüle çıkararak davalı … Görgün’e ciro etmiş, böylece davalı çekin yeni hamili olmuştur. Hamil davalı, çeki, keşideci dava dışı şirket ile ilk hamil ve ciranta konumunda olan davacı aleyhine takibe koymuş, davacı tarafından davalı hamile karşı bu dava açılmıştır.
Çek geriye ciro yolu ile yeniden keşidecinin eline geçtiğinde ilk hamil ve ciranta konumunda bulunan davacının sorumluluğu ortadan kalkacaktır. Çekin ikince defa tedavülü halinde, sorumluluk ilk kez tedavüle çıktığında çekte imzası bulunan davacıda değil, çeki ikinci kez tedavüle çıkaran keşideci dava dışı şirkete ait olacaktır. Diğer deyişle önceki ciranta davacının sorumluluk zincirinde yer alması mümkün değildir. Davalı hamil sadece çeki kendisine ciro eden keşideci dava dışı şirkete yönelebilir.
Hal böyle olunca mahkemece açıklanan hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 23.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.