Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2008/11989 E. 2009/8843 K. 05.10.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/11989
KARAR NO : 2009/8843
KARAR TARİHİ : 05.10.2009

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, taraflar arasında 10.2.2004 tarihli bayilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme süresi sona ermeden davalının yükümlülüklerini yerine getirmemeye başladığını, uzun süredir LPG alımı yapmadığını, bayilik işini fiilen bıraktığını, borçlarına karşılık verdiği çekin karşılıksız çıktığını, bu ihlallerin meydana gelmesiyle müvekkilinin sözleşmeyi fesih hakkı doğduğunu ve müvekkilince sözleşmenin 9.2.2005 tarihli ihtarname ile feshedildiğini, ancak davalının tüpleri iade etmediğini, hesap kesimi için görüşmeye gelmediğini, bu nedenle sözleşmenin 21.maddesi uyarınca müvekkilinin 50.000 USD ceza-i şart alacağının doğduğunu, sözleşmenin davalının kusuru nedeniyle erken sona ermesi sonucu müvekkilinin kâr mahrumiyetine uğradığını belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5000 YTL.kâr mahrumiyeti ve 5000 USD ceza-i şart alacağının (dava tarihindeki Merkez Bankası kuru üzerinden YTL. karşılığının) davalıdan reeskont faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşmenin tek taraflı hazırladığını, davacının haksız bir şekilde sözleşmeyi feshettiğini, kâr mahrumiyeti talebinin yersiz olduğunu, ceza-i şartın fahiş olduğunu, tarafların sosyo-ekonomik durumlarının araştırılması gerektiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davalının verdiği 30.6.2004 tarihli çekin karşılıksız çıktığı, fesih ihtarından sonra yine davalının verdiği 31.1.2005 keşide tarihli çekin de karşılıksız çıktığı, davacının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği, bu itibarla ceza-i şart alacağını isteyebileceği, ancak alacaklının asıl edimi yerine getirmesindeki çıkarı ile ceza koşulu olarak saptanan miktar arasındaki oranın fahiş olduğu, dolayısıyla ceza-i şarttan tenkis yapılarak 5000 USD olarak kabul edildiği, kâr mahrumiyetinin müspet zarar niteliğinde olup akdin feshi halinde sadece menfi zarar istenebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, B.K.nun 83.maddesi kapsamında 5000 USD’nin devlet bankalarının USD’ye uyguladıkları en yüksek faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, takdire elverişli bulunan alacak davalarında mahkemece davacının istediği miktardan daha az bir miktara hükmedilmesi halinde davalı yararına ayrıca vekalet ücretine hükmedilemeyeceği gerekçesiyle de reddedilen miktar yönünden davalı yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, 5.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.