Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2008/11203 E. 2009/9726 K. 21.10.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/11203
KARAR NO : 2009/9726
KARAR TARİHİ : 21.10.2009

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, dava dışı ….., Şti. ile davalı arasında akdedilen kredi sözleşmelerinde müvekkilinin de kefil olarak yer aldığını, dava dışı …’nın aynı sözleşmelerde müvekkili ile aynı limitle kefil olup, kefalete konu borcunun bir kısmını takipten önce, kalanını da sonra ödeyerek ibra edildiği halde takip öncesi ödemeler gözetilmeyerek davalının dava dışı şirket, kefiller ve müvekkili aleyhine takip başlattığını, davadan önce dava dışı kefil …’nun ibra edilmiş olması sonucu müvekkilinin de borçtan kurtulmuş olacağını belirterek aleyhine girişilen takipten dolayı müvekkilinin davalıya borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı kefilin kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından dolayı sorumlu olduğunu bildirerek, davanın reddini savunmuş, % 40 oranında tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda dava dışı kefil …’nun kefaletine karşılık 17.832 YTL ödemede bulunduğu gerekçesiyle davacı kefilin takip tarihinde 30.868 YTL kefalet borcu olduğunun tespitine, dava dışı kefilin kısmi ödemesi gözetilerek, davacının dava tarihinde 16.875.21 YTL bakiye kefalet borcu bulunduğunun tespitiyle bu meblağı aşan takibin iptaline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunun gerekçe bölümüyle sonuç kısmı arasında çelişki bulunmakta olup anılan rapor yeterli incelemeyi içermediği gibi Yargıtay denetimine de elverişli görülmemiştir. Bu durumda mahkemece iddia ve savunma çerçevesinde taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi ve Borçlar Kanunu’nun kefalet hükümleri de gözetilerek banka kayıtları üzerinde yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılıp ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, bozma biçimine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.