YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/10864
KARAR NO : 2009/7138
KARAR TARİHİ : 15.07.2009
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, davalı banka tarafından icra takibine konu edilen bonoda müvekkilinin imzasının bulunmadığını belirterek, borçlu olmadığının tespitine, davalının haksız ve kötüniyetli olması nedeniyle alacağın %40’ı oranında tazminat ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, icra takibinden vazgeçilmiş olması nedeniyle davanın konusuz kaldığını belirterek karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, icra takibine konu 09/07/2004 vadeli ve 150.000 TL bedelli bonodaki imzanın davacıya ait olmadığının İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2005/360 esas ve 2005/531 karar sayılı dosyasındaki heyet raporundan anlaşıldığı belirtilerek icra takibine konu bonodan dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş,hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 434’üncü maddesine uyarınca eksik temyiz harcının yatırılması konusundaki ihtara rağmen 7 günlük süre içerisinde noksan harcın tamamlanmadığı dosya içeriğinden anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile 3.6.2008 tarihli “mahkeme kararının temyiz edilmemiş sayılmasına” ilişkin kararın ONANMASINA karar vermek gerekmiştir.
2-Mahkeme kararının gerekçesinde, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2005/360 E. ve 2005/531 K. sayılı dosyasındaki 28.7.2006 tarihli bilirkişi heyet raporuna atıf yapılmak suretiyle hüküm kurulmuştur. Ekte gönderilen anılan dosyanın fotokopisinin incelenmesinde; kararda atıf yapılan bilirkişi heyeti raporu bulunmadığı gibi söz konusu dosya ile temyize konu dosyanın taraflarının, takip ve dava konusu bonoların keşide ve vade tarihleri ile miktarlarının aynı olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, dava konusu bono ile
ilgili olarak imza incelemesi yaptırılıp, tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı nedenden dolayı davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle 3.6.2008 tarihli “mahkeme kararının temyiz edilmemiş sayılmasına” ilişkin kararın ONANMASINA, (2) numaralı nedenden dolayı davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.7.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi.