YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/7969
KARAR NO : 2008/3289
KARAR TARİHİ : 01.04.2008
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, davalı ile müvekkili arasında ticari ilişki sonrası düzenlenen 10.06.2000 tarihli senetten dolayı davalının müvekkiline 200 ton buğday borcu bulunduğunu, bunun 10 tonunun bedelinin ödendiğini, kalan 190 ton buğdayın bedelinin ödenmediğini iddia ederek 180 ton buğdayın bedelinin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında 10.06.2000 tarihli senet altındaki imzanın kendilerine ait olmadığını, ancak davacıya 49 ton buğday borçları olduğunu ve ödemeye hazır olduklarını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece 10.06.2000 tarihli senet altındaki imzanın davacıya ait olduğu ancak senedin kambiyo senedi olmaması nedeniyle tek başına alacağı kanıtlayıcı nitelikte olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dairemizin 2005/7832 esas, 2006/4105 karar sayılı ilamıyla “Davacının alacağına dayanak olarak gösterdiği senedin adi yazılı belge niteliğinde olduğu, belgede davalının 200 ton panda cinsi buğdayın ahzolunduğu ve ödemeyi kabul ettiğinin yazılı olduğu davalı vekilinin 10.02.2005 tarihli dilekçesine göre davalı tarafın akdi ilişkiyi kabul ettiğinden imzasını taşıyan 10.06.2000 tarihli belgenin aksine olarak kendisine 49 ton buğday dışında kalan 151 ton buğdayın teslim olunmadığını HUMK’nun 290.maddesine göre kanıtlamakla yükümlü olduğu, mahkemece delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde eksik incelemeyle karar verildiği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Mahkemece kısmen eski hükümde direnilerek davalının kabulünde olan 49 ton buğday dışında kalan 151 ton buğdayın teslim edildiğini Dairemizin bozma ilamının aksine davalının değil davacının ispatlamasının gerektiği kabul edilerek davanın kısmen kabulüne, 49 ton buğdayın bedeli olan 17.640.00 YTL’ nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yüksek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2007/19-544 esas , 2007/544 karar sayılı ilamıyla yerel mahkemenin ilk hükümde davanın tümden reddedilmesi, bozma sonrasında ise önceki hükmün değiştirilerek , kısmen uyma ve kısmen direnme yönünde, kısmen kabul ve kısmen red kararı verilmesi karşısında mahkemece verilen kararın direnme olmayıp, Dairemizin incelemesinden geçmemiş yeni bir hüküm verildiği gerekçesiyle kurulan yeni hükme yönelik davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Dairemize gönderilmiştir.
Yüksek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11.07.2007 tarihli 2007/19-544 esas, 2007/544 karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi “Yerel mahkemeler direnme hükmünü kurarken verdikleri önceki hükmü değiştirmeden aynı şekilde hüküm kurmak zorundadırlar. Direnme hükmü olarak adlandırdıkları son kararda verdikleri önceki hükmü kısmen ya da tamamen değiştirmeleri halinde, artık ilkinin aynısı olmayan ve özel Dairece denetlenmeyen yeni bir hüküm kurulmuş olacağından, kurulan bu yeni hükmün öncelikle Özel Dairenin denetiminden geçmesi gerekir.”
Yüksek Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun anılan kararı çerçevesinde yerel mahkemece verilen hüküm yeni hüküm olarak değerlendirilerek temyiz incelemesi yapılmıştır.
Davacının alacağına dayanak olarak gösterdiği 10.06.2000 tarihli senedin kambiyo senedi niteliğinde olmayıp, “adi yazılı belge” niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Anılan “adi yazılı belge” de davalı tarafından 200 ton panda cinsi buğdayın ahzolunduğu ve ödemeyi kabul ettiği yazılıdır.
Diğer yandan davalı vekilinin 10.02.2005 tarihli dilekçesinde “10.6.2000 tarihli adi yazılı belgede 200 ton panda cinsi buğdayın teslim alındığı yazılı ise, gerçekten teslim edilen buğdayın 49 ton olduğu ve bu miktarın teslim alındığını” beyan etmiştir.
Hal böyle olunca, davalı taraf akdi ilişkiyi kabul ettiğinden imzasını taşıyan 10.06.2000 tarihli belgenin aksine olarak kendisine49 ton buğday dışında kalan 151 ton buğdayın teslim olunmadığını HUMK’ nun 290.maddesine göre kanıtlamakla yükümlüdür.
Mahkemece delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 01.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.