Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2007/774 E. 2007/2035 K. 02.03.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/774
KARAR NO : 2007/2035
KARAR TARİHİ : 02.03.2007

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacılar vekili, bir kısım müvekkillerinin murisi … ‘ in davalı bankadan kredi aldığını, davacılar …, … ve … ‘ ün de kefil sıfatı ile sözleşmeyi imzaladıklarını muris … ‘ in 16.04.2001 tarihinde vefat ettiğini, kullanılan 3.000.000.000 TL’ lik kredi karşılığında toplam 4.310.000.000 TL’ lik ödeme yapıldığı halde, davalı bankaca davacı kefiller aleyhine icra takibi yapıldığını belirterek, takip nedeniyle borçlu bulunmadıklarının tespitine, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, hesap kat ihtarnamesinde ve takip talebinde alacağın dayanağı olarak 18.02.2002 tarihli kredi sözleşmesinin gösterildiği, dosyadaki veraset ilamında ise kredi borçlusu … ‘ in 16.04.2001 tarihinde öldüğünün belirlendiği, kredi borçlusunun ölüm tarihi sonrası düzenlendiği iddia olunan kredi ilişkisi nedeniyle davacıların sorumlu tutulamayacakları, takibin haksız ve kötü niyetli olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, davacıların takip nedeniyle davalıya borçlu bulunmadıklarının tespitine, davacılar lehine % 40 tazminata karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı kefiller hakkında yapılan takipte 18.02.2002 tarihli kredi sözleşmesine dayanılmış ise de, o tarihte kredi borçlusunun vefat ettiği ve esasen taraflar arasında bu tarihli bir kredi sözleşmesinin de bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan takip talebinde 18.02.2002 tarihli kredi sözleşmesinden söz edilmiş ise de, banka ile muris arasında imzalanan 29.06.2000 tarihli kredi sözleşmesi örneği eklenmiştir. Esasen, kredinin kefilleri ve kredi borçlusunun mirasçıları olan davacılar, banka ile olan kredi ilişkisini kabul etmişler ancak borcu ödediklerini ileri sürmüşlerdir. İcra dosyasında da bir kısım kefil borçluların kredi ilişkisine ve kefil olduklarına itirazları bulunmaktadır.
Bilirkişi raporunda da, muris ile davalı banka arasında 4 adet toplam 3 milyar TL’ lik kredi sözleşmesi bağıtlandığı ve bir kısım davacıların da bu sözleşmeleri kefil sıfatıyla imzaladıkları anlaşılmaktadır.
Davalı alacaklı banka vekili de beyanında,18.02.2002 tarihinin sözleşme tarihi değil borcun güncelleme tarihi olduğunu, bu tarihli bir sözleşme bulunmadığını, hesap kat ihtarında sehven güncelleme tarihinin sözleşme tarihi olarak geçtiğini, 4 adet kredi dosyaları incelenerek mevcut borcun hesaplanması gerektiğini bildirmiştir.
Bu durumda, takip dosyasında belirtilen sözleşmeye ilişkin tarihin maddi hataya dayalı olduğu gözetilerek, murisin ölmeden önce imzaladığı kredi sözleşmeleri baz alınarak tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde delilleri toplanıp, bu konuda uzman bilirkişiden rapor alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.