Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2007/7472 E. 2008/4683 K. 01.05.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/7472
KARAR NO : 2008/4683
KARAR TARİHİ : 01.05.2008

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacılar vekili, müvekkillerinden …’nın dava dışı …’le birlikte yine dava dışı … …’dan bir miktar borç para alıp, karşılığında açık senet verdiklerini, borç ödenince … tarafından alınan senedin “yırtılıp imha edildiğinin” söylendiği ancak daha sonra alacak ve miktar kısmı boş olan senedi davalıya vererek, senedi istediği gibi doldurarak takibe koyması ve tahsil edilen parayı yarı yarıya bölüşmeyi teklif ettiğini, diğer müvekkili …’in haricen satışını yaptığı aracın alıcının resmi satış işlemini yapmaması nedeniyle buna hukuki bir çözüm bulmak için davalıya başvurduğunda, davalının sen bana sahte bono ver ben seni icraya verip,arabayı bağlatayım demesi üzerine 2002/491 sayılı icra dosyası ile icra takibi başlattığını, davacı … bir gün davalının yazıhanesinde iken kendisine bir belge imzalatıldığını, daha sonra davalının müvekkili hakkında icra takibi yaptığını, müvekkili …’in hiç tanımadığı insanlarla birlikte 30.000 Mark borçluymuş gibi icra takibine muhatap olunca davalıya müracaat ettiğini, davalının bunun üzerine kendisine 11.12.2003 tanzim ve 30.000 DM’lik senedi teminat olarak verdiğini, müvekkili …’in bononun borçlularını tanımadığı gibi alacaklı da olmadığını, davalının kötüniyetle icra takibi yaptığını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini istemiştir.
Davalı cevabında, davacılardan …’un serbest iradesiyle pazarlık yapmak suretiyle bedeli karşılığında davaya konu senedi kendisine sattığını daha sonra borçlu … ile işbirliği içerisine girerek … bu davayı açtığını savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata hükmolunmasını istemiştir.
Mahkemece davacılardan …’nın 1997 yılında dava dışı … adlı şahısla birlikte dava dışı … …’dan borç para alıp karşılığında açık senet verdikleri, daha sonra senedin davalıya verildiği, davalının söz konusu senedi doldurarak icra takibine koyduğu, senette lehdar olan davacılardan …’in keşidecilerden alacaklı olmadığını ve böyle bir bono olmadığını, davalıya da ciro etmediğini” ifade ettiği, davalı bono hamilinin ise “ bu bonoya lehdar olan davacı …’e kendisi de bono vererek aldığını, para vermediğini” ifade ettiğinden bononun davalı eline herhangi bir ticari faaliyet sonucu geçmediği, kötüniyetli olarak eline geçirdiği icra takibinden sonra davacı …’in kendisini sıkıştırması sonucu davacı …’e teminat bonosu verdiği, davalının kötüniyetli olarak icra takibi yaptığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 01.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.