Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2007/6315 E. 2008/2190 K. 07.03.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/6315
KARAR NO : 2008/2190
KARAR TARİHİ : 07.03.2008

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, davalı şirketle müvekkilinin 11.07.2003 tarihli Tüplügaz Bayilik Sözleşmesi imzaladığını, diğer davalı … …’in kefil olduğunu, davalı şirketin sözleşme hükümlerine aykırı davranışları nedeniyle sözleşmenin müvekkili şirket tarafından feshedildiğini, davalı şirketin müvekkilinin bayiliğini yapmaya devam ederken başka bir dağıtım firmasıyla da anlaşarak onunda bayiliğini yapmaya başladığını, bu nedenle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine aykırı davrandığını iddia ederek davalı … …’in 10 milyar TL asıl alacak, buna dava tarihinden itibaren işleyecek %10 oranında faizi ile sınırlı olarak kar mahrumiyeti , cezai şart ve manevi tazminat olmak üzere toplam 30.559.000.000 TL’nın davalılardan reeskont faiziyle birlikte tahsiline, davalı şirketin bayilik yaparken kullanmış olduğu ve müvekkili şirket abonelerince maruf hale gelmiş olan telefonların müvekkil şirket adına devrine, başka firma ile yaptığı bayilik sözleşmesinin iptaline, bu firmaya ait ürünlerin davalı işyerinden toplanmasına ve satışının durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevabında, bayilik sözleşmesini müvekkilinin haklı olarak tek taraflı olarak feshettiğini, davacının tip sözleşmelerde yer alan lehe hükümleri ve ekonomik gücünü de kullanarak haklı hiçbir neden olmaksızın tek taraflı olarak müvekkili aleyhine düzenlemeler yaptığını, LPG alım vadelerinde tek taraflı olarak süre indirimine gittiği işbu durumunda bayilik mukavelesinin çekilmez hale getirdiğini, müvekkilinin başka herhangi bir LPG firmasının bayiliğini yapmadığını, davacının taleplerinin haksız olduğunu, sözleşmenin akdedildiği esnada borç likit olmayıp, belirsiz olduğundan müvekkili … …’in kefil sıfatı ile sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davacı vekili 19.01.2006 tarihli ıslah dilekçesiyle kar mahrumiyeti talebini 5.000.00 YTL’den 70.000.00 YTL artırarak 75.000.00 YTL ‘ye çıkarmıştır.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre kar mahrumiyetinin müspet zarar olduğu, sözleşmenin feshinden sonra kar mahrumiyeti istenemeyeceği, cezai şartın verilebileceği, kefilin sorumluluğunun kefalet miktarı ile sınırlı olduğu, haksız rekabetin tespiti ile davacının cezai şart talebinin kabulü gerektiği, davacının telefonların iadesi, 3.kişilerle yapılan bayilik sözleşmelerinin iptali taleplerinin reddi gerektiği ayrıca davalıda kalan emtiaları kanıtlayamadığından mal teslimi yönündeki talebin de reddi gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalıların tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 21.maddesinde, “Bayi, bu sözleşmenin 27.maddesinde belirtilen sebeplerden dolayı sözleşmenin şirketçe tek taraflı olarak fesih edilmesi halinde ve herhangi bir sebepten dolayı sözleşmenin sona ermesi durumu da dahil olmak üzere…50.000 Amerikan Doları karşılığı Türk Lirası cezai şart ödemeyi kabul, taahhüt ve beyan etmiştir…Ayrıca bu sözleşmenin şirket tarafından tek taraflı olarak ya da bayi tarafından süre sonunu beklemeden fesih edilmesi hallerinde bayi, şirketin her türlü alacağını, zarar ve ziyanı ile kar mahrumiyetini ödemeyi de kabul etmiştir.” hükmü öngörülmüştür.
Davalı şirketin sözleşme devam ederken başka firmaya ait ürünü satmak suretiyle sözleşmenin 27.maddesini ihlal ettiği anlaşılmakta olup, somut olayda, sözleşmenin 21. ve 27. maddeleri uyarınca hem cezai şart hem de kar mahrumiyeti istenebileceği gözetilmeden yazılı gerekçe ile kar mahrumiyeti talebinin reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle davalıların tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddi ile (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 07.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.