Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2007/2853 E. 2007/8386 K. 01.10.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/2853
KARAR NO : 2007/8386
KARAR TARİHİ : 01.10.2007

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av…. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –

Davacı vekili, davalı…A.Ş.ile müvekkili banka arasında imzalanan kredi sözleşmesine diğer davalıların kefalet verdiklerini, kullanılan kredinin ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek ihtarname keşide olunduğunu, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalılar savunmalarında kullanılan kredinin teminatını teşkil etmek üzere taşınmaz ipoteği ve ayrıca marka rehini, hisse senedi rehini ve teminat bonosu verildiğini, İİK.nun 45. maddesine göre önce rehine müracaat edilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, davacı bankanın icra yolu ile talep ettiği alacağın rehinden fazla olmadığı, bu nedenle İİK.nun 45. maddesine göre ilamsız icra takibi yapamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı banka tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle icra takibinde talep edilen miktarın rehin kapsamı içinde kaldığı gözetilerek karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı bankanın asıl borçluya yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacının kefillere yönelik temyizine gelince, tesis olunan rehin asıl borçlu yönünden olup, kefillerin kefaletlerinin teminatı değildir. Bu durumda davacı banka B.K.nun 487. madde gereğince kefillere müracaatta bulunabilir.
O halde mahkemece, kefillerin borçtan sorumlu oldukları miktarın tespiti ile uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı bankanın asıl borçluya yönelik temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı banka yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 500.00.YTL duruşma vekalet ücretinin davalı kefillerden alınarak davacıya ödenmesine, 01.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.