Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2007/10369 E. 2008/4051 K. 17.04.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/10369
KARAR NO : 2008/4051
KARAR TARİHİ : 17.04.2008

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı … ile vek.Av…. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili ile davalının 15 yıl evli kaldıktan sonra 2 ay önce boşandığını, davalının 60.000.000.000.TL bedelli bir çeke dayanarak müvekkili hakkında takibe geçtiğini, taraflar arasında para veya mal alışverişi bulunmadığını, çekteki yazı ve imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek 0163867 nolu 60.000 YTL bedelli çekten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında,davacının senede bağlanmış konudaki iddiasını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini, tanık dinlenmesine muvafakatları bulunmadığını, çekteki imzanın davacıya ait olduğunu, çekin zamanaşımına uğramadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre icra mahkemesince alınan raporda imzanın davacıya ait olduğunun tespit edildiği, davacının diğer iddialarını yazılı delille kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı senetteki imza ve yazının kendisine ait olmadığını ileri sürmüştür. Sahteliğe dayalı menfi tespit davasında, mahkemece sahtelik iddiasının HUMK.nun 317.maddesi yollaması ile 308 ve 309.maddeleri hükümlerine göre incelenmesi gerekir. Her ne kadar icra mahkemesince bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise, mahkemenin sınırlı yetkili olan icra mahkemesinden aldığı raporla yetinmesi ve buna göre hüküm kurması doğru değildir. Zira, İİK.nun 68/a maddesinin 4.fıkrası ile imza tatbikinde HUMK.nun 309,310,311 ve 312. maddelerine yollama yapmak suretiyle bu hususta icra hakimine yetki verilmiş ise de, 309.maddesinin 1.fıkrası istisna edilmek suretiyle bu yetki sınırlandırılmış bulunmaktadır. Bu nedenle dar yetkili icra mahkemesince yapılan imza incelemesi konusunda alınan bilirkişi raporuyla, bu konuda daha geniş araştırma yetkisine sahip bulunan genel mahkemenin bağlı olduğu kabul edilemez.
Mahkemece bu yönlerin gözetilmemesi isabetsiz olduğu, davacının sahtelik dışındaki iddiaları yönünden davalının senedin veriliş nedeni yönünden isticvap edilip toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilmeden eksik inceleme ile hükmün kurulması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 550.00.YTL duruşma vekalet ücretinin, davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.