Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2006/9804 E. 2007/3883 K. 16.04.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/9804
KARAR NO : 2007/3883
KARAR TARİHİ : 16.04.2007

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davalı vekili, müvekkili ile davalıların yetkilisi olduğu … A.Ş. arasında 15.03.2000 tarihinde satış sözleşmesi imzalandığını, davalıların da aynı tarihli kefaletname ile bu şirketin borçlarının 750.000.000.000.-TL.sini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla üstlendiklerini, borçlu şirketin borçlarını ödememesi üzerine başlatılan takibin davalıların haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkillerinin 15.03.2000 tarihli sözleşmede taraf olmadığını, kefaletnamedeki tarih ve miktarın sonradan doldurulduğunu, müvekkillerinin imzaları üzerindeki isimlerin müvekkillerinin eli ürünü olmadığını, asıl borçlu tarafından ödemeler yapıldığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne, davalının 222.750.000.000.-TL. asıl alacak ve taleple bağlı kalınarak 17.077.500.000.-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 239.827.500.000.-TL. alacağa yönelik itirazın iptaline, asıl alacak üzerinden faiz yürütülmek suretiyle takibin aynı şartlarla devamına, davalıların % 40 oranında tazminatla sorumluluğuna karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davalıların kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzalamış bulunmalarına, davacı defterlerinin usulüne uygun tutulduğunun bilirkişi tarafından saptanması karşısında TTK.nun 85. Maddesi hükmü uyarınca sahibi lehinde delil teşkil edeceği gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmamasına ve yargılamada ileri sürülmeyen hususların temyiz konusu yapılamamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir
2-Davalılar vekili, dava konusu borçla ilgili birtakım ödemeler yapıldığını ve asıl borçlu hakkında yapılan bir kısım icra takiplerinin de İcra Mahkemesi’nce iptal edildiğini savunmuştur. Mahkemece bu savunma üzerinde durulup, bilirkişiden bu yönden ek rapor yada yeni bir bilirkişiden rapor alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi kefilin kefalet limiti ile borçtan ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olduğu ve davalı kefillerin ihtarname ile verilen sürenin sonunda temerrüde düştükleri gözetilmeden hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle hükmün temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.