YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/8821
KARAR NO : 2007/2069
KARAR TARİHİ : 05.03.2007
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Dava, icra takibine konulan 10.05.2002 tanzim tarihli, vade tarihi bulunmayan 6.000.000.000 TL bedelli bonunun teminat amacıyla verildiği iddiasıyla borçlu olunmadığının tespiti ve % 40 tazminat istemine ilişkindir.
Davalı vekili, davacının otobüs firması sahibi, müvekkilinin tesis sahibi olduğunu, 10.05.2002 tarihli sözleşmeye göre davacıya ait iki otobüsün davalı tesislerinde günlük mola vermesi gerektiğini, müvekkilinin , davacının otobüslerinin durması için sözleşmenin arkasına yazılan 6.000.000.000 TL’ lik çek verdiğini, çeklerin müvekkilince ödendiğini, sözleşmenin D maddesine göre, davacıdan teminat olarak bono alındığını, davacının sözleşme şartlarını yerine getirmediğini ve bitiminden 1 ay önce haksız şekilde sözleşmeyi başka bir firmayla yaparak feshettiğini belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, tüm dosya kapsamı, tanık ifadelerindeki sözleşmeye göre, bononun teminat olarak verildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının 10.05.2002 tanzim tarihli 6.000 YTL bedelli bonodan dolayı borçsuzluğunun tespitine, davacı lehine alacak miktarının % 40’ı oranında 2.400 YTL tazminat takdirine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen 10.05.2002 tarihli sözleşme uyarınca davacıya çekler verilmiş, ayrıca davacının sözleşmenin ifasını temin bakımından teminat bonoları düzenlenmiştir. Anılan sözleşmenin E bendinde sözleşmeye aykırılık halinde cezai şart ödeneceği öngörülmüş ve cezai şart miktarları açıkça belirtilmiştir. D bendinde ise, teminat amacıyla verilen bonoların sözleşme hükümlerine uyulmaması halinde cezai şart tutarı yazılmak suretiyle icraya konulabileceği kararlaştırılmıştır.
Davacının otobüslerinin son bir ay içinde davalının işlettiği dinlenme tesislerinde mola vermediği kendi tanıklarının beyanlarından da anlaşılmaktadır. Davacı tanıkları veresiye mazot verilmediği gerekçesiyle davalıya ait tesislerde durulmadığı yolunda beyanlarda bulunmuşlarsa da, davacının otobüslerine veresiye mazot verileceği yönünde herhangi bir sözleşme hükmü, mevcut değildir. Öte yandan davacı, kendisinde bulunan sözleşme metninde cezai şart maddesindeki miktar hanelerinin boş olduğunu ve bunların davalı tarafından sonradan doldurulduğunu ileri sürmüşse de, davacının sözleşmenin açık olan bölümlerini sonradan anlaşmaya aykırı doldurduğu yolundaki iddia kanıtlanamamıştır.
O halde mahkemece belirtilen bu yönler gözetilip, anılan sözleşmenin cezai şartı düzenleyen hükmü uyarınca, dava konusu bonoların ne miktar doldurulabileceği yönünden araştırma ve inceleme yapılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 05.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.