Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2006/6515 E. 2006/12057 K. 14.12.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/6515
KARAR NO : 2006/12057
KARAR TARİHİ : 14.12.2006

Mahkemesi : İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili taraflar arasında 1987 tarihinde imzalanan Tali Yetkili Satıcılık Sözleşmesi uyarınca müvekkilinin davalı şirketin bayiliğini üstlendiğini ve davalının isteği doğrultusunda yatırımlar yapıp bina inşaat ettirdiğini daha sonra taraflar arasında 04.11.1991 yılında yeni bir sözleşme imzalandığını ve çok iyi satış rakamları yakaladığını ancak davalının müvekkilinin faaliyet sahası içinde (8) firmaya daha bayilik verdiğini ve müvekkilini zarara uğrattığını ve sürekli olarak müvekkiline yerine getirilmesi zor şartlar öne sürdüğünü ve en son olarakta 11.05.2001 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi 15.05.2003 tarihinde fesh ettiğini oysa müvekkilinin davalının istemleri doğrultusunda büyük yatırımlar yaptığını sözleşmenin fesh edilmesi ile bu yatırımların boşa çıktığını, elindeki yedek parçalar kaldığını belirterek müvekkilinin uğradığı zararların davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ve davalı arasında 04.11.1991 tarihli Yetkili Satıcılık Sözleşmesi imzalandığı ve davalının faaliyete geçtiğini, davalının bu iş nedeni ile yeni yatırımlar yapmadığı zaten mevcut olan ve başka bir işte kullanılmak üzere tesis ettiği binasını kendi isteği doğrultusunda teşir salonu haline getirdiğini, müvekkilinin sözleşmenin (40). maddesi uyarınca akti fesh ettiğini noter ihtarından sonra aktin (2) yıl sonra son bulduğunu ve davalının bu süre içinde bir başka firma ile anlaştığı ve halen onun bayiliğini yürüttüğünü öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının BK. 108. maddesinde düzenlenen menfi zararını talep ettiği ve taraflar arasındaki ilişkinin (1987) yılından beri devam ettiği, davacının tüm uygulamalara karşı çıkmayarak benimsediği, davacının yaptığı arazi, demirbaş ve yedek parçalara ilişkin yatırımlarını, kendi malvarlığında zenginlik yarattığı, eğitim giderlerinden, sözleşme uyarınca davacının sorumlu olduğu, davacının talep ettiği işçi çıkarılmasından dolayı ödediği iddia olunan kıdem ve ihtar tazminatlarının ispatlanamadığı, taraflar arasında sözleşmeye aykırı bir husus saptanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 14.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.