Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2005/11411 E. 2006/5471 K. 24.05.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2005/11411
KARAR NO : 2006/5471
KARAR TARİHİ : 24.05.2006

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ile davacılar vekilince her ne kadar duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de tebligat gideri olmadığından incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacılar vekili, müvekkili … davalıya olan borcuna karşılık 25.1.2000 keşide tarihli ve 1.500.000.000.TL bedelli çek verdiğini, teminat olarak da 30.8.1999 tanzim tarihli 3.000.000.000.TL’lik bono verildiğini, davalı …’in bonoda imzası bulunmadığını çek bedeli ödendiği halde bononun iade edilmeyerek icra takibine konulduğunu belirterek, müvekkillerinin bono nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, senedin teminat senedi olmadığını, çek ve senedin borca karşılık verildiğini, bedellerinin ödenmediğini , İcra Tetkik Merciinde açılan davada imzaya itiraz edilmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre, dava konusu bonoda teminat senedi olduğuna dair herhangi bir ibare bulunmadığı, 3.8.1999 tarihli anlaşma metninde davalının imzası bulunmadığından davalıyı bağlamayacağı , 3.6.2000 tarihli davalı vekili olarak Av…. imzalı belgede de davalının imzasının olmadığı ve vekalet ilişkisinin ispatlanamadığı , senedin teminat senedi olduğu iddiasının yazılı delille kanıtlanamadığı davacı tarafça davalıya yemin teklif hakkının kullanılmadığı , bonoda davacı …’in imzasının bulunmadığı gerekçesiyle , davacı … yönünden açılan davanın kabulüne diğer davacılar yönünden açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Takip ve dava konusu bonoda davacı …’in herhangi bir sıfatının bulunmadığı gözetilerek bu davacının açtığı davanın kabulünde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı taraf , davalıya olan borç karşılığında 1.500.000.000.TL bedelli çek verildiğini ve davalının istemesi üzerine de bu çekin teminatı olarak 3.000.000.000.TL bedelli bono verildiğini , çek bedeli ödenmesine rağmen teminat olarak verilen bononun iade edilmeyip takibe konulduğunu iddia ederek dosya içerisine 3.8.1999 tarihli anlaşma başlıklı ve davalının eşi … imzalı belgeyi keza davalı vekili olduğunu iddia ettikleri Av….’e ait 3.6.2000 tarihli belge ve yine aynı avukata ait 22.6.2000 tarihli belgenin fotokopilerini ibraz etmişlerdir. Bilahare yargılama aşamasında … Baro Başkanlığındaki Av…. hakkındaki soruşturmayla ilgili 2003/31 sayılı dosyada bulunan Av…. ‘in savunması ve bunun eki davalıya ait ibraname örnekleri dosyaya ibraz edilmiştir.
Bu durumda mahkemece, Av….’in davalının avukatı olup olmadığı yönü üzerinde yeterince durularak vekili olduğunun anlaşılması halinde yukarıda yazılan belgeler yeterince irdelenip karar yerinde tartışılarak varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacılar … ve … yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.5.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.