Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2020/945 E. 2021/1895 K. 22.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/945
KARAR NO : 2021/1895
KARAR TARİHİ : 22.02.2021

1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu’na muhalefet suçundan şüpheli Atilla Bostancı hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 14/02/2012 tarihli ve 2012/18795 soruşturma, 2012/9446 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı müteakip, Sahil Güvenlik Komutanlığı Saget-2 Komutanlığında bulunan trol ağının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 54. maddesi uyarınca müsadere edilmesi talebinin kabulü ile trol ağının müsaderesine ilişkin İstanbul 15. Sulh Ceza Mahkemesinin 04/04/2012 tarihli ve 2012/246 değişik iş sayılı kararı ile anılan kararı takiben Gemi Donatanı … vekili tarafından Gençtürkler isimli tekne üzerindeki el koyma kararının kaldırılarak iadesi talebinin söz konusu işlemin hukuka uygun bulunduğundan bahisle reddine dair İstanbul 33. Sulh Ceza Mahkemesinin 16/07/2014 tarihli ve 2014/142 değişik iş sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin merci İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 12/08/2014 tarihli ve 2014/415 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 31/12/2019 gün ve 7712 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekinde bulunan dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07/01/2020 gün ve KYB-2020-2054 sayılı ihbarnamesi ile daireye gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, 28/12/2011 tarihinde İstanbul Boğazı Garipçe önlerinde “Gençtürkler” isimli balık avlama teknesinin dip trolu ile su ürünleri istihsali yaptığının tespit edilmesi üzerine, 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu’na aykırı davranmak eyleminden dolayı gemi kaptanı olan kabahatli Atilla Bostancı hakkında Sahil Güvenlik Komutanlığı SAGET-2 Komutanlığı tarafından 9.3780,00 Türk Lirası idari para cezası uygulanarak, balıkçı teknesinin zapt etme tutanağı ile zapt edildiği ve yedi-emin olarak gemi kaptanı olan Atilla Bostancı’ya teslim edildiği, kabahat eyleminde kullanılan Trol ağının ise İstanbul 15. Sulh Ceza Mahkemesinin 04/04/2012 tarihli ve 2012/246 değişik iş sayılı kararı ile müsaderesine karar verildiği anlaşılmış ise de,
1- İstanbul 15. Sulh Ceza Mahkemesinin 04/04/2012 tarihli ve 2012/246 değişik iş sayılı kararı yönünden;
Dosya kapsamına göre, 5252 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinde, “Diğer kanunların 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 1. kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya kadar ve en geç 31/12/2008 tarihine kadar uygulanacağı” belirtilmiş olup, 1380 sayılı Kanun’un 36/i maddesinde öngörülen müsadere tedbirinin, 01/01/2009 tarihinden itibaren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun genel hükümlerine aykırı olduğu ve 01/01/2009 tarihinden sonra uygulanma imkanı kalmadığı cihetle, somut olayda, kabahat niteliğindeki trol ile su ürünleri istihsali eyleminde kullanılan istihsal vasıtaları ile ilgili olarak 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu’nda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun genel hükümlerine ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun ruhu ve mantığına uygun biçimde “mülkiyetin kamuya geçirilmesi tedbiri” öngörülmesi şeklinde açık bir yasal değişiklik ve düzenleme yapılıncaya kadar 1380 sayılı Kanun’un 36/i maddesindeki müsadere tedbirinin uygulanması hukuken kabil olmadığından müsadere talebinin reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- Merci İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 12/08/2014 tarihli ve 2014/415 değişik iş sayılı kararı yönünden;
1380 sayılı Kanun’un “Zapt Edilen Su Ürünleri ve İstihsal Vasıtaları” başlıklı 34/1-b maddesi uyarınca zaptedilen istihsal vasıtalarından sahipleri belli olanların yargılama sonuna kadar yedieminde duracağı hüküm altına alınmasına rağmen, yargılama sonucu müsaderesini gerektiren bir düzenleme bulunmadığı gibi yargılama yapılmayan idari yaptırım verilen eylemlerle ilgili de bir açıklık olmadığı, bu haliyle Sahil Güvenlik Komutanlığı SAGET-2 Komutanlığının 28/12/2011 tarihli zaptetme tutanağı ile elkoyulan balıkçı teknesi üzerindeki el koyma kararının kaldırılarak geminin kayden maliki olarak gözüken …’a teslimine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla, gereği görüşülüp düşünüldü;
Kanun yararına bozma talebi ekinde bulunan fiziki dosyaların, kanun yararına bozulması talep edilen kararlara ilişkin olmasına karşın, UYAP içeriğinde, kanun yararına bozma talebi ile ilgisi bulunmayan İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 22.08.2014 tarih ve 2014/742 Değişik iş sayılı dava dosyasının bulunduğu anlaşılmakla, UYAP içeriğinde bulunan dosyanın kanun yararına bozma talebi ile uygun hale getirilmesinden sonra Dairemize gönderilmesi için, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.