YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/927
KARAR NO : 2021/3191
KARAR TARİHİ : 17.03.2021
Karşılıksız çek düzenleme suçundan sanık …’in 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 5/1 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 52/2. maddeleri gereğince 1661 gün karşılığı 33.220,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının devamına dair Adana 2. İcra Ceza Mahkemesinin 21/02/2018 tarihli ve 2016/434 esas, 2018/157 sayılı kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı’nın 20.12.2019 gün ve 18482 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 31.12.2019 gün ve KYB. 2019/133592 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre,
1-Müştekinin 34.500,00 Türk lirası bedelli çekin süresi içerisinde bankaya ibrazına rağmen ödenmemesi nedeniyle şikâyetçi olduğu, Mahkemesince, çek bedelinin karşılıksız kalan bedelinin 33.220,00 Türk lirasından az olamayacağından bahisle 1661 gün karşılığı 33.220,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, 5941 sayılı Kanun’un 5/1. maddesinde yer alan, “(Değişik: 15/7/2016-6728/63 md.) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adli para cezası; çek bedelinin karşılıksız kalan miktarı, (…) az olamaz.” hükmü gereğince sanığa verilecek cezanın kanundaki üst sınırı olan 1500 günü geçemeyeceği gözetilmeden, temel cezanın 1661 gün olacak şekilde belirlenerek yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 6273 sayılı Kanun ile değişik 5/1. maddesi uyarınca, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilebileceği, bahse konu çek hesabı sahibinin Vetrotech Reklamcılık Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi şirketi, sanığın ise şirketi temsile yetkili kişi olduğu nazara alındığında, sanık hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilemeyeceği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi gereği kanun yararına bozma olağanüstü kanun yoluna gidilmesi için bozulması istenen karar veya hükmün usulüne uygun şekilde kesinleşmesi gerektiği,
Dosyanın UYAP ve evrak üzerinden incelenmesi sonucu; gerekçeli kararın tebliğ mazbatası üzerine; sanığın işyeri adresi, bankaya beyan ettiği adres veya yine buradan farklı olarak Ticaret Sicil Memurluğuna beyan ettiği adres yerine, sanığın UYAP sisteminde kayıtlı adrese dayalı nüfus kayıt sistemindeki ikametgah adresi yazılarak, doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanunun 21/2. maddesine göre yapılmasının zorunlu olduğu ihtarı da şerh edilmek suretiyle tebliğ çıkartıldığı ve evrakın tebliğ memurunca yapılması gerekli araştırma yapılmaksızın mahalle muhtarına doğrudan tebliğ edilerek kararın usulsüz şekilde kesinleştirildiği, tebligatın usulüne uygun yapılması halinde istinaf yoluna başvuru imkanının bulunduğu anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği CMK’nin 309. maddesindeki şartları taşımadığından kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, 17.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.