YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/4909
KARAR NO : 2021/2060
KARAR TARİHİ : 24.02.2021
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5187 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Beraat
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Düzeltme ve cevaba dair 5187 sayılı Kanun’un 18. maddesindeki suçun işlenebilmesi için düzeltme ve cevabın yayımlanmasına dair kararın usulüne uygun şekilde kesinleşmesi ve buna rağmen 14. maddede yazılı süreler içinde yayımlanmaması gerekmektedir.
Düzeltme ve cevap metninin yayımlanmasına dair kesinleşen Sakarya 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 19.06.2015 tarihli, 2015/1253 D.İş. sayılı kararının, sanık sorumlu müdüre 29.06.2015 günü “işyerinde daimi çalışana” tebliğ edildiği, PTT kurumunun resmi internet sitesinden elde edilen sayfa çıktısından anlaşılmış, değişik iş dosyasından gelen yazı cevabında ise mazbata aslı veya örneği gönderilmeksizin tebligatın işyerinde sekreter imzasına tebliğ edildiği yazılmıştır. Sakarya 2. Sulh Ceza Hakimliğince verilen suça konu değişik iş kararının son paragrafında, karara karşı 3 gün içinde itiraz yolunun açık olduğu yazılmakla, kararın tebliğ üzerine 3 gün içinde itiraz edilmediğinden bahisle 04.07.2015 günü kesinleştirildiği, “sanıkların, mahkeme kararının tebliğine rağmen 30.06.2015, 01.07.2015 ve 02.07.2015 tarihli gazete nüshalarında düzeltme ve cevap metnini yayımlamayarak suç işledikleri” iddiasıyla haklarında 5187 sayılı Kanun’un 18. maddesinde yazılı suçtan kamu davası açıldığı, suç tarihinin de 02.07.2015 olarak belirtildiği anlaşılmakla,
Yerel Mahkemece verilen beraat hükmünün, kararın usulüne uygun tebliğ edildiği kabul edilse ve bu hususta açıkça kanuna aykırı olan “düzeltme ve cevap metni yayımlanmasına” dair değişik iş kararına karşı kanun yararına bozma yoluna gidilse dahi yeni durumun sanıkların lehine itiraz yolunu açacak bir sonuç doğuracağı; öte yandan sanık sorumlu müdüre 29.06.2015 günü yapılan tebliğin usulüne uygun şekilde yapıldığı kabul edilirse, bu kez de suç tarihinin, tebliğ üzerinden 7 günlük itiraz süresi geçmesini (06.07.2015) müteakip kesinleşen karara rağmen, 3 gün içinde (07.07.2015, 08.07.2015, 09.07.2015) düzeltme ve cevap metninin yayımlanmadığı gün olan 10.07.2015 tarihi olacağı, ancak soruşturma aşamasında bu tarihlerdeki gazete nüshaları araştırılmadığı gibi, düzenlenen iddianamedeki suça konu eylemin; sanıkların (henüz kesinleşmemiş) kararın tebliğini müteakiben üç günlük sürede (30.06.2015, 01.07.2015 ve 02.07.2015 tarihlerinde) mahkeme kararına uymadıkları gerekçesiyle hatalı olarak belirlendiği, iddianameye konu edilen eylemlerin ve suç tarihinin sonradan değiştirilemeyeceği, yargılamanın bu sınırlar çerçevesinde yapılmasının gerektiği,
Sonuç olarak, usulsüz şekilde kesinleştirilen düzeltme ve cevap metninin yayımlanmasına dair kararın, kanun yararına bozma yoluyla usulüne uygun olarak düzeltilmesinin mümkün olduğu, ancak bu halde de sanıkların eskiden verilmiş karara, hatalı şekilde belirlenen süreler içinde uymamak yönündeki eylemlerinin işbu dosyada açılan kamu davasında suç oluşturmayacağı, 5271 sayılı CMK’nin 225. maddesinde de karşılığını bulan “davasız yargılama olmaz” ilkesi gereği, mahkemece kurulan beraat hükmünün isabetli olduğu değerlendirilmiştir.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Eyleme ve yükletilen suça yönelik katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 24.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.