Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2020/4620 E. 2020/20491 K. 22.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/4620
KARAR NO : 2020/20491
KARAR TARİHİ : 22.12.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 6132 sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Olay tutanağına göre sanığın elinde 30,00 TL para ile özel olarak numaralandırılarak bastırılmış, her iki tarafında aynı rakam bulunan, yazıldığında bir tarafı bölünerek müşteriye verilen, 4 adedi yazılı vaziyette bloknot bulunduğunun tespit edildiği, sanığın aşamalarda alınan savunmalarında ise, iş yerinde bulunan şahısların bir şeyler oynadığını, kendisine de götürüp yatırmasını söylediklerini, ganyan bayiine götürüp yatıracağı sırada polislerin geldiğini, yine ayrıca kaybolmasın diye iş yerinde bulunan şahısların kendilerinin de not aldığını beyan ettiğinin anlaşılması karşısında, olay tutanağında belirtilen ve adli emanette kayıtlı bulunan eşyalar getirtilip duruşmada incelendikten ve niteliği belirlendikten sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine eksik kovuşturma sonucunda yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre ise;
Dairemizin 28.09.2020 tarihli 2020/1515 E. 2020/11589 K. sayılı kararında gerekçeleri belirtildiği üzere;
Basit yargılama usulüne dair esasları düzenleyen CMK’nin 251/3. maddesinin sadece bir usul hükmü olmadığı, aynı zamanda maddi ceza hukukuna dair bir hüküm olduğu, bu nedenle basit yargılama usulünün yürürlük tarihini gösteren Geçici 5/(1)-d. maddesinde yazılı “hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalar yönünden” kısmının Anayasa ve uluslararası sözleşme metinlerinde düzenlenen “suç ve cezaların kanuniliği” ve “lehe kanun” ilkelerine aykırı olduğu, Anayasa’ya ve tarafı olduğumuz temel haklara dair uluslararası sözleşmelere (ve özellikle AİHS’ye) aykırı bu durumun Yüksek Yargıtay tarafından dikkate alınması gerektiği anlaşılmakla,
Mahkemece sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikteki “basit yargılama usulünün” uygulanma şartları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 22/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.