Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2020/3990 E. 2021/3241 K. 17.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/3990
KARAR NO : 2021/3241
KARAR TARİHİ : 17.03.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5809 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Beraat, Mahkumiyet, Düşme

Yerel Mahkemece sanık … hakkında verilen beraat kararı ile sanık … hakkında verilen düşme kararı suçtan zarar gören Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu vekili tarafından, sanık … hakkında verilen mahkumiyet hükmü ise sanık tarafından temyiz edilmekle, başvuruların süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre, suçtan zarar gören Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun, katılan sıfatını alabilecek surette zarar görmesi karşısında, CMK’nin 260/1. maddesi kapsamında hükmü temyize hakkı bulunduğu kabul edilerek dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
I) Sanık … hakkında verilen düşme kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 31/12/2012 tarih 2011/3-222 Esas ve 2012/5 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, ön ödeme sonucu verilen düşme kararları da 5271 sayılı CMK’nin 223. maddesinde sayılan hükümlerden olup, bu kararların temyiz edilebilirlik sınırının 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince hüküm tarihi itibarıyla halen uygulanma zorunluluğu bulunan 1412 sayılı CMUK’nin 305. maddesinin 2. fıkrasının 1. bendine göre saptanması gerektiğinden, ön ödemeye esas alınan miktarın temyiz edilebilirlik sınırını tayin edeceği cihetle; 14/04/2011 tarihli ve 27905 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un geçici 2. maddesi uyarınca temyiz kesinlik sınırının 14/04/2011 tarihinden itibaren 3000 TL’ye çıkartılmış olması karşısında, sanık hakkında verilen ve 5809 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan ön ödemeye esas alınan 1.008,00 TL’nin miktar itibarıyla belirtilen kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşıldığından, suçtan zarar gören Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu vekilinin temyiz talebinin, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak, REDDİNE,
II) Sanık … hakkında verilen beraat kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince hüküm tarihi itibariyle uygulanması zorunlu olan 1412 sayılı CMUK’nin 305. maddesi uyarınca “Yukarı sınırı onmilyar lirayı geçmeyen para cezasını gerektiren suçlardan dolayı verilen beraat hükümleri,” kesin olup, bu hükümler hakkında temyiz yasa yoluna başvurulamayacağı, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 63/10. maddesinde yer alan “Bu Kanunun 56 ncı maddesinin birinci fıkrası hükümlerine aykırı hareket edenler bin günden beş bin güne kadar; ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarına aykırı hareket ederek bu işi bizzat yapanlar elli günden yüz güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.” şeklindeki düzenleme ile 5237 sayılı TCK’nin 52/2. maddesindeki “En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.” hükmü birlikte dikkate alındığında, 5809 sayılı Kanun 63/10. maddesinde düzenlenen, sanıklara atılı suçun üst sınırı 100 gün adli para cezası olup, TCK’nin 52/2 gereğince bir gün karşılığı da en üst sınır olan 100 TL üzerinden adli para cezasına hükmedilmesi halinde dahi sonuç cezanın 10.000 TL adli para cezasını geçmeyeceği, dolayısıyla bu suçtan verilen beraat hükümlerinin 1412 sayılı CMUK’nin 305/1-2 maddesinde düzenlenen kesinlik sınırının altında kalacağı ve temyiz olanağının bulunmadığı cihetle, suçtan zarar gören Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu vekilinin temyiz talebinin, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 317. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak, REDDİNE,
III) Sanık … hakkında verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Suçtan zarar gören Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na kovuşturma evresinde duruşmalardan haberdar edilme ve kovuşturmanın her aşamasında kamu davasına katılma hakkı bulunması karşısında, anılan kuruma duruşma gününü bildirir davetiye çıkartılmadan yargılamaya devam edilerek hükümler kurulmak suretiyle, CMK’nin 234. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine aykırı davranılması,
Kabule göre;
1) 24/10/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunla değişik 5271 sayılı CMK’nin 251/1. maddesi ile; sadece adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda “basit yargılama usulü”nün uygulanması mümkün hale getirilmiş, aynı Kanunla CMK’ye eklenen Geçici 5/(1)-d maddesinde ise; 01/01/2020 tarihi itibarıyla “…kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş…” dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulünün uygulanmayacağı açıkça düzenlenmiştir.
Hükümden sonra 16.03.2021 tarihli ve 31425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas 2021/4 Karar sayılı iptal kararı ile yukarıda anılan geçici 5/1-d’de yer alan “…hükme bağlanmış…” ibaresinin aynı bentte yer alan, “Basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
CMK’nin 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanıklar lehine sonuç doğurmaya elverişli olması nedeniyle, müsnet suç bakımından TCK’nun 7. ve CMK’nin 251. maddeleri uyarınca “Basit Yargılama Usulü” yönünden yeniden değerlendirilme yapılmasında zorunluluk bulunması,
2) Sanık hakkında verilen gün adli para cezasının paraya çevrilmesi sırasında uygulama maddesi olan TCK’nin 52/2. maddesinin gösterilmesi gerekirken TCK’nin 52. maddesinin gösterilmesi suretiyle CMK’nin 232/6. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, suçtan zarar gören Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu vekilinin ve sanık …’ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 17/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.