Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2020/3980 E. 2021/2889 K. 11.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/3980
KARAR NO : 2021/2889
KARAR TARİHİ : 11.03.2021

MAHKEMESİ : … 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi
SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Gerekçeli kararda sanığın üzerine yüklenen eylem yönünden etkin pişmanlık hükümlerinin bulunması nedeniyle uzlaşma yoluna gidilemeyeceği belirtilmişse de; 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin çıkarılması nedeniyle özel bir etkin pişmanlık hükmü olan (suç ve karar tarihinde yürürlükte bulunan) 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/7. maddesinin aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A maddesinde düzenlenen satışa arz etme veya satma suçu yönünden de uzlaştırma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, uzlaştırmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza hukuku ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması karşısında, sanık hakkında 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik CMK’nin 253. ve 254. maddelerinin uygulanması zorunluluğu,
Kabule göre de;
1-Sanığın adli sicil kaydında bulunan ve tekerrüre esas alınan Alanya 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2007/446, 2009/134 K. sayılı ilamındaki mahkumiyetin TCK’nin 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçuna ilişkin olması ve hükümden sonra yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK’nin 106/1-1. cümlesinde tanımı yapılan tehdit suçunun da uzlaştırma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; tekerrüre esas alınan dosya bakımından uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak sonucuna göre sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
2- Dairemizin 12/03/2020 tarihli tevdii kararına rağmen …. firması vekilinin şikayet hakkı sahibi olduğunu gösteren belgeleri ibraz edememesi karşısında; marka sahibi … firmasının sanık hakkında suç tarihi itibarıyla hukuken geçerli bir şikâyetinin bulunmaması nedeniyle …. firması yönünden açılan kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
3-Marka sahibi …. firmasının suç tarihi itibarıyla hukuken geçerli bir şikâyetinin bulunmaması karşısında sanık hakkında TCK’nin 43/2. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
4- Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 11/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.