Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2020/3727 E. 2021/3242 K. 17.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/3727
KARAR NO : 2021/3242
KARAR TARİHİ : 17.03.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : 1-5607 Sayılı Kanuna Aykırılık 2-5809 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
I) Katılan … İdaresi vekilinin suça konu eşyaların naklinde kullanılan aracın müsadere edilmesi gerektiğine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Katılan … İdaresi vekilinin temyiz isteminin kapsamının nakil aracının müsaderesine karar verilmesi gerektiğine dair olduğu anlaşılmakla iddianamede nakil aracının müsaderesinin talep edilmemiş ve bu hususta mahkemece de karar verilmemiş olması karşısında ortada temyizi kabil bir hüküm bulunmadığından katılan … İdaresi vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 317. maddesi uyarınca tebliğnameye aykırı olarak REDDİNE,
II) Sanıklar hakkında 5607 Sayılı Kanuna muhalefet suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1)Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 62. maddesi ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca, kovuşturma aşamasında ”etkin pişmanlık” hükümlerinin uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanunun 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanuna eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2) Suç tarihinde yürürlükte bulunan 6455 sayılı Kanun ile değiştirilmeden önceki 5607 sayılı Kanunun 3/5. maddesinde düzenlenen suçun üst sınırının iki yılın altında olduğu gözetilerek;
24/10/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunla değişik 5271 sayılı CMK’nin 251/1. maddesi ile; sadece adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda “basit yargılama usulü”nün uygulanması mümkün hale getirilmiş, aynı Kanunla CMK’ye eklenen Geçici 5/(1)-d maddesinde ise; 01/01/2020 tarihi itibarıyla “…kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş…” dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulünün uygulanmayacağı açıkça düzenlenmiştir.
Hükümden sonra 16.03.2021 tarihli ve 31425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas 2021/4 Karar sayılı iptal kararı ile yukarıda anılan geçici 5/1-d’de yer alan “…hükme bağlanmış…” ibaresinin aynı bentte yer alan, “Basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
CMK’nin 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanıklar lehine sonuç doğurmaya elverişli olması nedeniyle, müsnet suç bakımından TCK’nin 7. ve CMK’nin 251. maddeleri uyarınca “Basit Yargılama Usulü” yönünden yeniden değerlendirilme yapılmasında zorunluluk bulunması,

Kabule göre;
5237 sayılı TCK’da cezaların içtimaı müessesesine yer verilmemiş olmasına göre, doğrudan tayin olunan adli para cezası ile hapisten çevrilen adli para cezasının toplanmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanıklar … ile …’in temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, HÜKÜMLERİN, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA,
III) Sanıklar hakkında 5809 sayılı Kanuna muhalefet suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
24/10/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunla değişik 5271 sayılı CMK’nin 251/1. maddesi ile; sadece adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda “basit yargılama usulü”nün uygulanması mümkün hale getirilmiş, aynı Kanunla CMK’ye eklenen Geçici 5/(1)-d maddesinde ise; 01/01/2020 tarihi itibarıyla “…kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş…” dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulünün uygulanmayacağı açıkça düzenlenmiştir.
Hükümden sonra 16.03.2021 tarihli ve 31425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas 2021/4 Karar sayılı iptal kararı ile yukarıda anılan geçici 5/1-d’de yer alan “…hükme bağlanmış…” ibaresinin aynı bentte yer alan, “Basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
CMK’nın 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanıklar lehine sonuç doğurmaya elverişli olması nedeniyle, müsnet suç bakımından TCK’nin 7. ve CMK’nin 251. maddeleri uyarınca “Basit Yargılama Usulü” yönünden yeniden değerlendirilme yapılmasında zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş ve sanıklar … ile …’in temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, HÜKÜMLERİN, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 17/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.