Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2020/3152 E. 2021/5313 K. 17.05.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/3152
KARAR NO : 2021/5313
KARAR TARİHİ : 17.05.2021

1262 sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstehzarlar Kanunu’na aykırı davranmak eylemi nedeni ile kabahatli Medine Hülya Ersöz Jaferi hakkında anılan Kanun’un 20. maddesi gereğince 9.100,00 Türk lirası idarî para cezası uygulanmasına dair Odunpazarı Kaymakamlığı İlçe Sağlık Müdürlüğünün 05/03/2019 tarihli ve 35 sayılı kararına karşı yapılan başvurunun reddine dair Eskişehir 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 26/11/2019 tarihli ve 2019/1139 değişik iş sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Eskişehir 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 06/01/2020 tarihli ve 2020/7 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 12/06/2020 gün ve 94660652-105-26-5366-2020-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekinde bulunan dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19/06/2020 gün ve KYB-2020/52351 sayılı ihbarnamesi ile daireye gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, Ersöz Eczanesi yetkilisi olan kabahatli hakkında 14 kez “Rotarix Oral Süspansiyon İçeren Aplikatör 1,5 ml” isimli ilacın satış bildirimi yapmaksızın satış işleminin gerçekleştirilmiş olmasından kaynaklanan farklılık bulunması ve söz konusu ilacın eczanenin stokunda bulunmadığından bahisle toplam 9.100,00 Türk lirası idari para cezası uygulanmış ise de, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 15/2. maddesinde yer alan, “Aynı kabahatin birden fazla işlenmesi halinde her bir kabahatle ilgili olarak ayrı ayrı idari para cezası verilir. Kesintisiz fiille işlenebilen kabahatlerde, bu nedenle idari yaptırım kararı verilinceye kadar fiil tek sayılır.” şeklindeki düzenleme karşısında, belirtilen eylem nedeniyle tek tutanak düzenlenip bir kez idari yaptırım kararı verilmiş olması karşısında, tüm satışların tek fiil kabul edilmesi gerekirken, her bir ilaç için ayrı ayrı idari para cezası verilemeyeceği gözetilmeden, itirazın bu yönüyle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla, gereği görüşülüp düşünüldü;
Muteriz hakkında, eczanede yapılan denetim sonucunda, İlaç Takip Sistemi kayıtları ile halihazırda stok durumu arasında farklılık bulunduğu, söz konusu ilacın eczane stoğunda bulunmadığı, farklılığın, bahse konu ilacın eczane tarafından İlaç Takip Sisteminden satış bildirimi yapılmaksızın satış işleminin gerçekleştirilmiş olmasından kaynaklandığının tespit edilmesi gerekçesi ile 1262 sayılı Kanunun 20. maddesi uyarınca idari para cezası karar tutanağı düzenlendiği anlaşılmış ise de;
6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun’un 24/1. maddesinin ”… ilaçların satışı, alındığı ecza deposuna veya mücbir sebep hâlinde diğer depolara iadesi, eczaneler arasındaki takası, miadı geçmiş ya da bozulmuş olanlarının imhası işlemlerinde ilaç takip sistemine bildirim yapılması zorunludur.” ve aynı Kanunun 44. maddesinin ”Bu Kanunda yazılı olan yasaklara ve mecburiyetlere muhalif hareket edenlere, fiilleri suç oluşturmadığı takdirde ve bu Kanunda özel hüküm bulunmayan hallerde ikiyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir.” hükümlerini amir olduğu anlaşılmakla;
İdari para cezası karar tutanağında, muterizin kabahat oluşturduğu belirtilen eylemi nedeni ile uygulanması gereken Kanun hükmü bakımından hataya düşülüp düşülmediği,
Hususunda da kanun yararına bozma isteminde bulunup bulunulmayacağının değerlendirilmesi için Adalet Bakanlığı’na gönderilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17/05/2021 tarihinde, oy birliğiyle karar verildi.