YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/2968
KARAR NO : 2021/2632
KARAR TARİHİ : 09.03.2021
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 6831 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
I-Sanığın temyiz istemine yönelik incelemede,
Sanığın, 12.11.2019 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ olunan hükmü 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süresinden sonra 22.11.2019 tarihinde temyiz ettiği anlaşılmakla, temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
II-Katılan vekilinin nakil aracının müsaderesine yer olmadığına ve resen görülecek diğer sebeplere ilişkin temyiz istemine yönelik incelemede,
1-) Nakil aracının müsaderesine yer olmadığı kararının incelenmesinde;
Nakilde kullanılan aracın müsaderesine yer olmadığına ilişkin mahkeme gerekçesi yerinde olmakla, katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden TEMYİZ İTİRAZLARININ REDDİYLE ARACIN MÜSADERESİNE YER OLMADIĞI KARARININ ONANMASINA,
2-Dairemizin 28.09.2020 tarihli 2020/1515 E. 2020/11589 K. sayılı kararında gerekçeleri belirtildiği üzere;
Basit yargılama usulüne dair esasları düzenleyen CMK’nin 251/3. maddesinin sadece bir usul hükmü olmadığı, aynı zamanda maddi ceza hukukuna dair bir hüküm olduğu, bu nedenle basit yargılama usulünün yürürlük tarihini gösteren Geçici 5/(1)-d. maddesinde yazılı “hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalar yönünden” kısmının Anayasa ve uluslararası sözleşme metinlerinde düzenlenen “suç ve cezaların kanuniliği” ve “lehe kanun” ilkelerine aykırı olduğu, Anayasa’ya ve tarafı olduğumuz temel haklara dair uluslararası sözleşmelere (ve özellikle AİHS’ye) aykırı bu durumun Yüksek Yargıtay tarafından dikkate alınması gerektiği anlaşılmakla,
Mahkemece sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikteki “basit yargılama usulünün” uygulanma şartları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Kabule göre de,
Sanığın üzerine atılı eylemin ön ödeme kapsamına alındığı, 24.11.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun ile 5237 sayılı TCK’nin 75. maddesinde yapılan “yirmi” ibaresi “otuz” şeklinde değiştirilmiştir.” şeklindeki değişikliğin sanığın aleyhine düzenleme içerdiği ve sanık hakkında lehe olan 5237 sayılı TCK’nin 75. maddesinin 6763 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesindeki hali ile uygulanması gerektiği gözetilmeksizin, (30×20=600 TL, 5×20=100 TL ve yargılama gideri) yerine yazılı şekilde fazla ön ödeme ihtaratı yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 09.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.