Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2020/2415 E. 2021/20457 K. 30.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/2415
KARAR NO : 2021/20457
KARAR TARİHİ : 30.06.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5809 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1)Sanık hakkında 04/09/2015 tarihli iddianameyle 5809 sayılı Kanunun 55/1 maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 63/9 maddesi gereğince cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı, soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcılığı tarafından ön ödeme teklifi yapıldığı, dosya kapsamında yer alan ön ödeme bildirimine göre ön ödeme miktarının o aşamaya kadar yapılan 9 TL. tutarında masraf ile birlikte 40009-TL. olarak verildiğinin anlaşıldığı, devamla sanığın yapılan tebliğe rağmen ön ödeme bildiriminin gereğini yerine getirmediği anlaşılmaktadır.
Sanığın 5809 sayılı Yasanın 63/9 madde-fıkrasında düzenlenen eyleminin ön ödemeye tabi suç kapsamında kaldığı, 5809 sayılı Kanunun 63/9. maddesi gereği alt sınırın 1000 gün adli para cezası üzerinden belirlenmesi gerektiği, buna göre sanığın ödemesi için öngörülen ön ödeme miktarının, TCK’nın 52. maddesindeki alt sınıra göre 20 TL’den öngörülen süreyle çarpılması sonucu hesaplanacak 20.000,00 TL olması gerekirken Savcılık tarafından 40.000,00 TL olarak hesaplanması, dolayısıyla hatalı hesaplanan geçersiz ön ödeme bildiriminin, soruşturma ve kovuşturma şartını yerine getirmediği gözetilmekle, mahkemece TCK’nin 75. maddesi gereği hakim tarafından hesaplanacak ön ödeme tutarının süresi içinde ödenmesinin, tüm sonuçlarıyla birlikte sanığa bildirilmesiyle kovuşturmaya devam edilmesi gerekirken anılan işlem yapılmadan soruşturma şartının gerçekleştiği düşüncesiyle sanık hakkında yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
2) 7188 sayılı Kanunla değişik 5271 sayılı CMK’nin 251/1. maddesi ile; sadece adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda “basit yargılama usulü”nün uygulanması mümkün hale getirilmiş, aynı Kanunla CMK’ye eklenen Geçici 5/(1)-d maddesinde ise; 01/01/2020 tarihi itibarıyla “…kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş…” dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulünün uygulanmayacağı açıkça düzenlenmiş ise de;
Anayasa Mahkemesi’nin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas 2021/4 Karar sayılı ve 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas 2020/33 Karar sayılı kararları ile yukarıda anılan geçici 5/1-d’de yer alan “…kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış…” ibarelerinin, aynı bentte yer alan, “Basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmesi karşısında, Mahkemece sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikteki “Basit Yargılama Usulünün” uygulanma şartları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi mecburiyeti,
3) Mahkemece, sanığın tanımadığı tır şoförlerinden satın aldığını beyan ettiği ele geçirilen klonlu cep telefonlarını bulundurması eylemi nedeniyle klonlama işlemine yarar başkaca bir eşya da ele geçmemesi karşısında, 5809 sayılı Kanun’un 55/2. maddesi göndermesiyle yargılama yapılması ve 63/9. maddesinden hüküm kurulması gerekirken, klonlama işleminin düzenleme altına alındığı 5809 sayılı Kanun’un 55/1. maddesi göndermesiyle sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. Maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 30/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.