Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2020/1901 E. 2021/3291 K. 18.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/1901
KARAR NO : 2021/3291
KARAR TARİHİ : 18.03.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Beraat

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 21.02.2017 tarih ve 2016/20-763 Esas; 2017/80 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere arama, amacına göre ”adli arama” ve ”önleme araması” olarak ikiye ayrılmakta olup, hem koruma hem de önleme tedbiridir. 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun Ek 6. maddesi uyarınca suçla karşılaşan kolluk görevlilerinin “delillerin kaybolmaması için derhal gerekli tedbirleri alma” yetki ve sorumluluğunun bulunduğu, aynı Kanunun 4/A-2. maddesinde polise kişileri ve araçları polisin tecrübesine ve içinde bulunduğu durumdan edindiği izlenime dayanan makul sebebin bulunması durumunda durdurma yetkisi verildiği düzenlenmiştir. Buna göre durdurma yetkisini kullanabilmesi için polisin tecrübesine ve içinde bulunulan durumdan edindiği izlenime dayanan makul bir sebebin bulunması gerekli olup, yine aynı Kanunun 9. maddesinde ”Polisin tehlikenin veya suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla usulüne göre verilmiş sulh ceza hakiminin kararı veya bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mülki amirin vereceği yazılı emirle; kişilerin üstlerini, araçlarını, özel kağıtlarını ve eşyasını arar.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği’nin 27. maddesinde durdurma yetkisinin kullanılabilmesi için umma derecesinde makul şüphe aranmıştır. Buna göre makul şüphe değil kolluk görevlisinin mesleki tecrübesine dayanarak izlediği davranışlarından o kişinin bir suç işleyeceği veya işlediği hususunda kanaat elde etmesi durumunda durdurma yetkisini kullanabileceği öngörülmüştür.
Bu düzenlemeler ışığında somut olaya gelince; Hassa Sulh Ceza Mahkemesi’nin 15.05.2014 tarih ve 2014/219 sayılı Önleme Araması yapılmasına dair kararına istinaden yapılan uygulama sırasında, sanığın kullandığı aracın durdurulduğu, aracın sol tarafında bulunan ek deposunda ele geçirilen akaryakıttan alınan numunelerin ulusal marker cihazıyla yapılan ölçümlerinde geçersiz çıktığı, tüm soruşturma evrakı kapsamından anlaşılmakla, olayda umma derecesinin de ötesinde makul suç şüphesinin somut bulgularının gerçekleştiği gibi sanığın da usulüne uygun alınan savunmalarında suçlamayı tevil yollu kabul etmesi gözetildiğinde, önleme araması kararına dayanılarak yapılan arama sonucu ele geçen suç konusu eşyanın hukuka uygun olarak elde edildiğinin kabulü ile sanığın ticari miktarda kaçak akaryakıtı bulundurduğu sabit olmakla müsnet suçtan mahkumiyeti yerine yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, katılan vekilinin ve o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 18/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.