Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2019/9137 E. 2019/6840 K. 08.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/9137
KARAR NO : 2019/6840
KARAR TARİHİ : 08.04.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Gümrük kaçakçılığı suçlarında korunan hukuki yarar; Devletin egemenlik hakkının bir kısmı olarak ortaya çıkan kendi milli sınırları dahilindeki her türlü eşya giriş ve çıkışını kontrol etme ve düzenleme yetkisinin ihlalidir. Anılan fiiller ile devletin söz edilen egemenlik hakkının ihlali ile birlikte vergilendirme hakkı ve mali yararlarının da ihlal edildiği kuşkusuzdur. Verginin ise devletin kamu hizmetlerini finanse etmek için toplumu oluşturan kişilerden zorunlu olarak alınan ekonomik değerler olduğu nazara alındığında gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olması sonucu, kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğacağı muhakkaktır. Bu itibarla, gümrük kaçakçılığı suçlarının mağdurunun da devletin yürüttüğü kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerden oluşan toplum olduğu cihetle;
UYAP ortamında yapılan araştırmada sanık hakkında 14/05/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan Batman 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/902 Esas sayılı davasının derdest olduğunun anlaşılması karşısında;
Anılan dava ile iş bu dava birleştirilerek suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek sureti ile sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK’nun 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu,
Kabule göre de,
1- Suça konu bandrolsüz sigaraların miktarı nazara alınarak temel cezanın 5237 sayılı TCK’nun 3, 61. maddeleri uyarınca hakça bir oranda teşdiden belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemiş olması karşısında karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 3/5, 3/10 ve 3/22. maddeleri göz önüne alınarak lehe kanun değerlendirilmesi de yapılmak suretiyle yeniden hüküm kurulması zorunluluğu,
2- Suça konu bandrolsüz sigaraların miktarı itibarıyla araç ile naklinde zorunluluk bulunduğu ve kaçak eşyanın değerine nazaran nakilde kullanılan aracın müsaderesinin hakkaniyete de aykırı olmayacağı anlaşılmakla, sanığın aracı ismini bile bilmediği bir arkadaşından aldığı şeklindeki tecrübe kurallarına uymayan savunması karşısında, aracın kayden malikinin davadan haberdar edilerek dinlenmesi, ve sonucuna göre iyi niyetli olup olmadığı belirlendikten sonra nakil aracının müsaderesine ya da iadesine karar verilmesi gerekirken eksik kovuşturma ile ve gerekçesiz olarak nakil aracının müsaderesine yer olmadığına karar verilmesi,
3- Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu ve 5237 sayılı TCK’nun 53/3. maddesi uyarınca sanığın yalnızca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmesine kadar kısıtlama uygulanabilecek iken, kendi alt soyu dışındakiler üzerindeki yetkilerini de kapsayacak şekilde uygulama yapılması,
Kanuna aykırı ve sanık müdafii ile katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN, tebliğnameye uygun olarak 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 08/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.